Examples of using
I'd like to improve my French.
Fransızcamı geliştirmek istiyorum.
Tom is working hard to improve his French.
Tom Fransızcasını geliştirmek için sıkı çalışıyor.
I'd like to improve my French pronunciation.
Fransızca telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
If you want to really improve your French, you should move to a country where it's spoken.
Fransızcanı gerçekten geliştirmek istiyorsan, konuşulduğu bir ülkeye taşınmalısın.
Tom's grades didn't improve.
Tom'un dereceleri gelişmedi.
Tom will improve.
Tom gelişecek.
Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
Tom needs to improve his people skills.
Tom insani becerilerini geliştirmeli.
I'd like to improve my English skills.
İngilizce becerilerimi geliştirmek istiyorum.
I think if I talked more often with a native speaker, my English skills would improve quickly.
Sanırım bir yerli konuşur ile daha sık konuşsam, İngilizce yeteneklerim çabucak gelişir.
It's so easy to write good example sentences, that even if we accidentally delete a few good sentences in the process of getting rid of a whole lot of bad ones, I think we could drastically improve the quality of this corpus by doing a lot of deleting.
İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.
Roosevelt worked hard to improve America's relations with Japan.
Roosevelt, Amerika'nın Japonya ile ilişkileri geliştirmek için çok çalıştı.
Mary reads to improve her mind.
Mary zihnini geliştirmek için okur.
Tom really wants to improve.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
Mary needs to improve her grades.
Mary notlarını artırmalı.
Tom is working hard to improve his English.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Does genetic engineering improve nature?
Genetik mühendisliği doğayı geliştirir mi?
There are abilities that improve rapidly and those that improve slowly, aren't there?
Hızla ve yavaşça gelişen yetenekler vardır değil mi?
It would be difficult to improve the device when there is no effective catalyst.
Etkili bir katalizör olmadığı zaman cihazı geliştirmek zor olurdu.
He built hospitals and helped the people of Africa improve their lives.
O, hastaneler inşa etti ve Afrika halkının yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı oldu.
