Translation meaning & definition of the word "immaculate" into Turkish language
Türk diline "taklit" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Immaculate
[Lekesiz]/ɪmækjulɪt/
adjective
1. Completely neat and clean
- "The apartment was immaculate"
- "In her immaculate white uniform"
- "A spick-and-span kitchen"
- "Their spic red-visored caps"
- synonym:
- immaculate ,
- speckless ,
- spick-and-span ,
- spic-and-span ,
- spic ,
- spick ,
- spotless
1. Tamamen temiz ve temiz
- "Daire tertemizdi"
- "Benzersiz beyaz üniformasında"
- "Hızlı ve açıklıklı bir mutfak"
- "Spic kırmızı gözenekli kapaklar"
- eşanlamlı:
- lekesiz ,
- beneksiz ,
- cılız ve açık ,
- spic-ve-span ,
- meksikalı ,
- kabuk
2. Free from stain or blemish
- synonym:
- immaculate ,
- undefiled
2. Leke veya leke içermez
- eşanlamlı:
- lekesiz ,
- kirlenmemiş
3. Without fault or error
- "Faultless logic"
- "Speaks impeccable french"
- "Timing and technique were immaculate"
- "An immaculate record"
- synonym:
- faultless ,
- immaculate ,
- impeccable
3. Hatasız veya hatasız
- "Yanlış mantık"
- "Mükemmel fransızca konuşur"
- "Zamanlama ve teknik kusursuzdu"
- "Beceriksiz bir kayıt"
- eşanlamlı:
- hatasız ,
- lekesiz
Examples of using
The room is in immaculate order.
Oda kusursuz durumda.