Translation meaning & definition of the word "imagine" into Turkish language

verb

1. Form a mental image of something that is not present or that is not the case

• "Can you conceive of him as the president?"

synonym:
• imagine
,
• conceive of
,
• ideate
,
• envisage

1. Mevcut olmayan veya durum böyle olmayan bir şeyin zihinsel bir görüntüsünü oluşturun

• "Onu başkan olarak düşünebilir misin?"

eşanlamlı:
• hayal etmek
,
• düşünmek
,
• tasarlamak
,
• tasavvur etmek

2. Expect, believe, or suppose

• "I imagine she earned a lot of money with her new novel"

• "I thought to find her in a bad state"

• "He didn't think to find her in the kitchen"

• "I guess she is angry at me for standing her up"

synonym:
• think
,
• opine
,
• suppose
,
• imagine
,
• reckon
,
• guess

2. Bekle, inan ya da varsay

• "Yeni romanıyla çok para kazandığını düşünüyorum"

• "Onu kötü bir durumda bulmayı düşündüm"

• "Onu mutfakta bulmayı düşünmedi"

• "Sanırım onu ayağa kaldırdığım için bana kızgın"

eşanlamlı:
• düşünmek
,
• varsaymak
,
• hayal etmek
,
• saymak
,
• tahmin etmek

Examples of using

I can’t imagine myself doing that.

Kendimi bunu yaparken hayal edemiyorum.

You can't imagine how tired I am.

Nasıl yorgun olduğumu hayal edemezsin.

I can't imagine my life without her.

Onsuz bir hayat düşünemiyorum.

I can't imagine my life without him.

Ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.

I can't imagine my life without you.

Sensiz hayatımı hayal edemiyorum.

I imagine Tom will be here soon.

Sanırım Tom yakında burada olacak.

I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.

Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.

I can't imagine why.

Nedenini hayal bile edemiyorum.

I can't imagine why Tom would do something like that.

Tom'un neden böyle bir şey yapacağını düşünemiyorum.

I can't imagine it.

Onu hayal bile edemiyorum.

I can't imagine a world without electricity.

Elektriksiz bir dünya hayal edemiyorum.

I imagine that Tom and Mary will eventually get married.

Sanırım sonunda Tom ve Mary evlenecek.

I imagine that Tom will eventually be caught and put in prison.

Sanırım sonunda Tom yakalanacak ve hapishaneye konulacak.

I imagine that Tom will eventually convince Mary to let him buy a new motorcycle.

Sanırım sonunda Tom Mary'yi ona yeni bir motorsiklet aldırmak için ikna edecek.

I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.

Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak.

I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back.

Sanırım Tom sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu anlayacak.

I imagine that Tom will eventually fire Mary.

Sanırım sonunda Tom Mary'yi kovacak.

I imagine that Tom will eventually give up and let someone else do it.

Sanırım Tom sonunda vazgeçecek ve onu başka birine yaptıracak.

I imagine that Tom will eventually learn to deal with the way people treat him.

Sanırım Tom sonunda insanların ona davranma tarzıyla başetmeyi öğrenecek.

I imagine that Tom will eventually run out of money and have to go back home.

Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.