Translation meaning & definition of the word "hurt" into Turkish language
Türk diline "curt" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Hurt
[Yaralamak]noun
1. Any physical damage to the body caused by violence or accident or fracture etc.
- synonym:
- injury ,
- hurt ,
- harm ,
- trauma
1. Şiddet, kaza veya kırık vb. neden olan vücuda herhangi bir fiziksel hasar.
- eşanlamlı:
- yaralanma ,
- yaralamak ,
- zarar ,
- travma
2. Psychological suffering
- "The death of his wife caused him great distress"
- synonym:
- distress ,
- hurt ,
- suffering
2. Psikolojik acı
- "Karısının ölümü ona büyük sıkıntı verdi"
- eşanlamlı:
- sıkıntı ,
- yaralamak ,
- acı çeken
3. Feelings of mental or physical pain
- synonym:
- suffering ,
- hurt
3. Zihinsel veya fiziksel ağrı duyguları
- eşanlamlı:
- acı çeken ,
- yaralamak
4. A damage or loss
- synonym:
- detriment ,
- hurt
4. Bir hasar veya kayıp
- eşanlamlı:
- zarar ,
- yaralamak
5. The act of damaging something or someone
- synonym:
- damage ,
- harm ,
- hurt ,
- scathe
5. Bir şeye veya birisine zarar verme eylemi
- eşanlamlı:
- hasar ,
- zarar ,
- yaralamak ,
- felâket
verb
1. Be the source of pain
- synonym:
- ache ,
- smart ,
- hurt
1. Acının kaynağı ol
- eşanlamlı:
- ağrı ,
- akıllı ,
- yaralamak
2. Give trouble or pain to
- "This exercise will hurt your back"
- synonym:
- hurt
2. Sorun veya acı vermek
- "Bu egzersiz sırtınızı incitecek"
- eşanlamlı:
- yaralamak
3. Cause emotional anguish or make miserable
- "It pains me to see my children not being taught well in school"
- synonym:
- pain ,
- anguish ,
- hurt
3. Duygusal ızdıraba neden olun veya sefil olun
- "Çocuklarımın okulda iyi öğretilmediğini görmek bana acı veriyor"
- eşanlamlı:
- ağrı ,
- acı ,
- yaralamak
4. Cause damage or affect negatively
- "Our business was hurt by the new competition"
- synonym:
- hurt ,
- injure
4. Zarar verir veya olumsuz etkiler
- "İşimiz yeni rekabetten zarar gördü"
- eşanlamlı:
- yaralamak
5. Hurt the feelings of
- "She hurt me when she did not include me among her guests"
- "This remark really bruised my ego"
- synonym:
- hurt ,
- wound ,
- injure ,
- bruise ,
- offend ,
- spite
5. Duygularını incitmek
- "Beni misafirlerinin arasına dahil etmediğinde canımı yaktı"
- "Bu söz gerçekten egomu çürüttü"
- eşanlamlı:
- yaralamak ,
- incitmek ,
- üzmek
6. Feel physical pain
- "Were you hurting after the accident?"
- synonym:
- hurt ,
- ache ,
- suffer
6. Fiziksel acı hissedin
- "Kazadan sonra acı mı çekiyorsun?"
- eşanlamlı:
- yaralamak ,
- ağrı ,
- acı çekmek
7. Feel pain or be in pain
- synonym:
- suffer ,
- hurt
7. Acı hissedin veya acı içinde olun
- eşanlamlı:
- acı çekmek ,
- yaralamak
adjective
1. Suffering from physical injury especially that suffered in battle
- "Nursing his wounded arm"
- "Ambulances...for the hurt men and women"
- synonym:
- hurt ,
- wounded
1. Özellikle savaşta acı çeken fiziksel yaralanmalardan muzdarip
- "Yaralı kolunu emziriyor"
- "Ambulans...yaralanan erkekler ve kadınlar için"
- eşanlamlı:
- yaralamak ,
- yaralı
2. Damaged inanimate objects or their value
- synonym:
- hurt ,
- weakened
2. Hasarlı cansız nesneler veya değerleri
- eşanlamlı:
- yaralamak ,
- zayıflamış