Translation meaning & definition of the word "hurried" into Turkish language

adjective

1. Moving rapidly or performed quickly or in great haste

• "A hurried trip to the store"

• "The hurried life of a city"

• "A hurried job"

synonym:
• hurried

1. Hızlı hareket etmek veya hızlı veya hızlı bir şekilde gerçekleştirilir

• "Acele mağazaya yolculuk"

• "Bir şehrin aceleye gelmiş hayatı"

• "Acele bir iş"

eşanlamlı:
• aceleye gelen

Examples of using

Tom hurried down the stairs with his suitcase.

Tom bavuluyla merdivenlerden aşağıya hızla indi.

They hurried out.

Aceleyle dışarı çıktılar.

They hurried on.

Acele ettiler.

They hurried off.

Aceleyle gittiler.

They hurried away.

Aceleyle çıktılar.

He hurried so he wouldn't miss the train.

Treni kaçırmamak için acele etti.

I hurried so I wouldn't miss the train.

Treni kaçırmamak için acele ettim.

Tom hurried back into the house.

Tom evine geri döndü.

I went to Sendai and hurried right back.

Sendai'ye gittim ve derhal geri döndüm.

They hurried to the scene of the accident.

Onlar kaza yerine koştular.

I really hurried.

Gerçekten acele ettim.

She hurried to the station so as not to miss the train.

O, treni kaçırmamak için hızla istasyona gitti.

She hurried across the lawn.

O, aceleyle çimlerin arasından geçti.

They hurried to their father's rescue.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

Because they had no time to spare, they hurried back to town.

Ayıracak zamanları olmadığından dolayı aceleyle kasabaya geri döndüler.

They hurried to the station.

Onlar aceleyle tren istasyonuna gittiler.

He hurried to the station so he wouldn't miss the train.

O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.

He hurried so as to be in time for the train.

Trene zamanında yetişmek için acele etti.

He hurried to the station.

O aceleyle istasyona gitti.

He hurried in order to get the bus.

Otobüse binmek için acele etti.