Translation meaning & definition of the word "hover" into Turkish language
Türk diline "hover" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Hover
[Sallanmak]/həvər/
verb
1. Be undecided about something
- Waver between conflicting positions or courses of action
- "He oscillates between accepting the new position and retirement"
- synonym:
- hover ,
- vibrate ,
- vacillate ,
- oscillate
1. Bir konuda kararsız kalmak
- Çatışan pozisyonlar veya eylem yolları arasında dalgalanma
- "Yeni pozisyonu kabul etmek ve emeklilik arasında gidip geliyor"
- eşanlamlı:
- sallanmak ,
- titreşmek ,
- bocalamak ,
- sallandırmak
2. Move to and fro
- "The shy student lingered in the corner"
- synonym:
- hover ,
- linger
2. Ileri geri gitmek
- "Utangaç öğrenci köşede oyalandı"
- eşanlamlı:
- sallanmak ,
- durmak
3. Hang in the air
- Fly or be suspended above
- synonym:
- hover
3. Havada asılı durmak
- Uçun veya yukarıda asılı
- eşanlamlı:
- sallanmak
4. Be suspended in the air, as if in defiance of gravity
- "The guru claimed that he could levitate"
- synonym:
- levitate ,
- hover
4. Sanki yerçekimine meydan okuyormuş gibi havada asılı kalsın
- "Guru havaya kalkabileceğini iddia etti"
- eşanlamlı:
- havaya kaldırmak ,
- sallanmak
5. Hang over, as of something threatening, dark, or menacing
- "The terrible vision brooded over her all day long"
- synonym:
- brood ,
- hover ,
- loom ,
- bulk large
5. Tehdit edici, karanlık veya tehditkar bir şey olarak takılın
- "Korkunç vizyon bütün gün boyunca onun üzerinde yankılandı"
- eşanlamlı:
- kanka ,
- sallanmak ,
- tezgâh ,
- toplu büyük