Translation meaning & definition of the word "hollow" into Turkish language
Türk diline "içi boş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Hollow
[Boş]/hɑloʊ/
noun
1. A cavity or space in something
- "Hunger had caused the hollows in their cheeks"
- synonym:
- hollow
1. Bir şeydeki boşluk veya boşluk
- "Açlık, yanaklarındaki oyuklara neden olmuştu"
- eşanlamlı:
- boş
2. A small valley between mountains
- "He built himself a cabin in a hollow high up in the appalachians"
- synonym:
- hollow ,
- holler
2. Dağlar arasında küçük bir vadi
- "Kendine appalachians'ta yüksek bir oyukta bir kabin inşa etti"
- eşanlamlı:
- boş ,
- seslenmek
3. A depression hollowed out of solid matter
- synonym:
- hole ,
- hollow
3. Katı maddeden oyulmuş bir depresyon
- eşanlamlı:
- delik ,
- boş
verb
1. Remove the inner part or the core of
- "The mining company wants to excavate the hillside"
- synonym:
- excavate ,
- dig ,
- hollow
1. İç kısmını veya çekirdeğini çıkarın
- "Madencilik şirketi yamaç kazmak istiyor"
- eşanlamlı:
- kazmak ,
- boş
2. Remove the interior of
- "Hollow out a tree trunk"
- synonym:
- hollow ,
- hollow out ,
- core out
2. Içini kaldırmak
- "Ağaç gövdesini takip edin"
- eşanlamlı:
- boş ,
- çukur açmak ,
- çekirdeklenmek
adjective
1. Not solid
- Having a space or gap or cavity
- "A hollow wall"
- "A hollow tree"
- "Hollow cheeks"
- "His face became gaunter and more hollow with each year"
- synonym:
- hollow
1. Sağlam değil
- Bir boşluk veya boşluk veya boşluğa sahip olmak
- "İçi boş bir duvar"
- "İçi boş bir ağaç"
- "Yanakları takip et"
- "Yüzü her yıl daha gösterişli ve daha içi boş hale geldi"
- eşanlamlı:
- boş
2. As if echoing in a hollow space
- "The hollow sound of footsteps in the empty ballroom"
- synonym:
- hollow
2. Sanki içi boş bir alanda yankılanıyormuş gibi
- "Boş balo salonunda ayak seslerinin içi boş"
- eşanlamlı:
- boş
3. Devoid of significance or point
- "Empty promises"
- "A hollow victory"
- "Vacuous comments"
- synonym:
- empty ,
- hollow ,
- vacuous
3. Önem veya noktadan yoksun
- "Boş sözler"
- "Kutupsuz bir zafer"
- "Saçma yorumlar"
- eşanlamlı:
- boş
Examples of using
The fox hid in the hollow tree.
Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.
My life is hollow without him.
Hayatım onsuz boş.