Translation meaning & definition of the word "heighten" into Turkish language
Türk diline "yüksekleştir" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Heighten
[Yükseltmek]/haɪtən/
verb
1. Become more extreme
- "The tension heightened"
- synonym:
- heighten ,
- rise
1. Daha aşırı olmak
- "Girginlik arttı"
- eşanlamlı:
- yükseltmek ,
- yükselmek
2. Make more extreme
- Raise in quantity, degree, or intensity
- "Heightened interest"
- synonym:
- heighten
2. Daha aşırı olun
- Miktar, derece veya yoğunlukta artış
- "Yüksek ilgi"
- eşanlamlı:
- yükseltmek
3. Increase
- "This will enhance your enjoyment"
- "Heighten the tension"
- synonym:
- enhance ,
- heighten ,
- raise
3. Artırmak
- "Bu sizin zevkinizi artıracaktır"
- "Gerginliği hafiflet"
- eşanlamlı:
- artırmak ,
- yükseltmek
4. Increase the height of
- "The athletes kept jumping over the steadily heightened bars"
- synonym:
- heighten
4. Yüksekliğini arttırmak
- "Sporcular sürekli artan çubukların üzerinden atlamaya devam etti"
- eşanlamlı:
- yükseltmek
5. Make (one's senses) more acute
- "This drug will sharpen your vision"
- synonym:
- sharpen ,
- heighten
5. Daha akut hale getirin (birinin duyuları)
- "Bu ilaç vizyonunuzu keskinleştirecek"
- eşanlamlı:
- keskinleştirmek ,
- yükseltmek
6. Make more intense, stronger, or more marked
- "The efforts were intensified", "her rudeness intensified his dislike for her"
- "Pot smokers claim it heightens their awareness"
- "This event only deepened my convictions"
- synonym:
- intensify ,
- compound ,
- heighten ,
- deepen
6. Daha yoğun, daha güçlü veya daha belirgin olun
- "Çalışmalar yoğunlaştı", "babalığı onun için sevmemesini yoğunlaştırdı"
- "Pot sigara içenler, farkındalıklarını arttırdığını iddia ediyor"
- "Bu olay sadece inançlarımı derinleştirdi"
- eşanlamlı:
- şiddetlendirmek ,
- bileşik ,
- yükseltmek ,
- derinleştirmek