Translation meaning & definition of the word "heaven" into Turkish language

noun

1. Any place of complete bliss and delight and peace

synonym:
• Eden
,
• paradise
,
• nirvana
,
• heaven
,
• promised land
,
• Shangri-la

1. Tam mutluluk, zevk ve huzur herhangi bir yer

eşanlamlı:
• Eden
,
• cennet
,
• nirvana
,
• vâdedilmiş topraklar
,
• Shangri-la

2. The abode of god and the angels

synonym:
• Heaven

2. Tanrı'nın ve meleklerin evi

eşanlamlı:
• Cennet

Examples of using

Tom is in heaven.

Tom cennette.

Tom and Mary were a match made in heaven.

Tom ve Mary cennette yapılan bir eşti.

God created the heaven and the earth.

Allah göğü ve yeri yarattı.

In the beginning God created the heaven and the earth.

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

To different minds, the same world is a hell, and a heaven.

Farklı aklı olanlara, aynı dünya bir cehennem ve bir cennettir.

I can wait to love in heaven.

Cennette sevmek için bekleyebilirim.

I saw the Spirit come down from heaven as a dove and remain on him.

Cennetten bir Ruhun bir güvercin olarak geldiğini ve onda kaldığını gördüm.

How can I get to heaven?

Cennete nasıl gidebilirim?

Marriages are made in heaven.

Evlilikler cennette yapılır.