Translation meaning & definition of the word "healthy" into Turkish language
Türk diline "sağlıklı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Healthy
[Sağlıklı]/hɛlθi/
adjective
1. Having or indicating good health in body or mind
- Free from infirmity or disease
- "A rosy healthy baby"
- "Staying fit and healthy"
- synonym:
- healthy
1. Bedende veya zihinde iyi bir sağlığa sahip olmak veya göstermek
- Hastalık veya hastalıktan arınmış
- "Pembemsi sağlıklı bir bebek"
- "Uygun ve sağlıklı kalmak"
- eşanlamlı:
- sağlıklı
2. Financially secure and functioning well
- "A healthy economy"
- synonym:
- healthy
2. Finansal olarak güvenli ve iyi çalışıyor
- "Sağlıklı bir ekonomi"
- eşanlamlı:
- sağlıklı
3. Promoting health
- Healthful
- "A healthy diet"
- "Clean healthy air"
- "Plenty of healthy sleep"
- "Healthy and normal outlets for youthful energy"
- "The salubrious mountain air and water"- c.b.davis
- "Carrots are good for you"
- synonym:
- healthy ,
- salubrious ,
- good for you(p)
3. Sağlığın teşviki
- Sağlıklı
- "Sağlıklı bir diyet"
- "Sağlıklı havayı temizleyin"
- "Birçok sağlıklı uyku"
- "Genç enerji için sağlıklı ve normal çıkışlar"
- "Tuzlu dağ havası ve suyu" - c.b.davis
- "Havuçlar senin için iyidir"
- eşanlamlı:
- sağlıklı ,
- senin için iyi(p)
4. Exercising or showing good judgment
- "Healthy scepticism"
- "A healthy fear of rattlesnakes"
- "The healthy attitude of french laws"
- "Healthy relations between labor and management"
- "An intelligent solution"
- "A sound approach to the problem"
- "Sound advice"
- "No sound explanation for his decision"
- synonym:
- healthy ,
- intelligent ,
- levelheaded ,
- level-headed ,
- sound
4. Egzersiz yapmak veya iyi yargı göstermek
- "Sağlıklı şüphecilik"
- "Sağlıklı çıngıraklı yılan korkusu"
- "Fransız yasalarının sağlıklı tutumu"
- "Işgücü ve yönetim arasında sağlıklı ilişkiler"
- "Akıllı bir çözüm"
- "Soruna sağlam bir yaklaşım"
- "Ses tavsiyesi"
- "Kararına sağlam bir açıklama yok"
- eşanlamlı:
- sağlıklı ,
- akıllı ,
- sağgörülü ,
- dengeli ,
- ses vermek
5. Large in amount or extent or degree
- "It cost a considerable amount"
- "A goodly amount"
- "Received a hefty bonus"
- "A respectable sum"
- "A tidy sum of money"
- "A sizable fortune"
- synonym:
- goodly ,
- goodish ,
- healthy ,
- hefty ,
- respectable ,
- sizable ,
- sizeable ,
- tidy
5. Miktar veya kapsam veya derece büyük
- "Önemli bir miktara mal oldu"
- "Iyi miktarda"
- "Yüksek bir bonus aldı"
- "Saygın bir miktar"
- "Düzenli bir miktar para"
- "Büyük bir servet"
- eşanlamlı:
- güzel ,
- iyice ,
- sağlıklı ,
- ağır ,
- saygın ,
- büyükçe ,
- düzenli
Examples of using
Tom appears to be strong and healthy.
Tom güçlü ve sağlıklı görünüyor.
Tom was healthy.
Tom sağlıklıydı.
She has a healthy life style.
O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.