Translation meaning & definition of the word "headache" into Turkish language

noun

1. Something or someone that causes anxiety

• A source of unhappiness

• "New york traffic is a constant concern"

• "It's a major worry"

synonym:
• concern
,
• worry
,
• headache
,
• vexation

1. Kaygıya neden olan bir şey veya biri

• Bir mutsuzluk kaynağı

• "New york trafiği sürekli bir endişe kaynağıdır"

• "Bu büyük bir endişe"

eşanlamlı:
• endişe
,
• baş ağrısı
,
• eziyet

2. Pain in the head caused by dilation of cerebral arteries or muscle contractions or a reaction to drugs

synonym:
• headache
,
• head ache
,
• cephalalgia

2. Serebral arterlerin genişlemesinden veya kas kasılmalarından veya ilaçlara reaksiyondan kaynaklanan baş ağrısı

eşanlamlı:
• baş ağrısı
,
• sefalalalji

Examples of using

It's just a headache.

Bu sadece bir baş ağrısı.

I think I'm getting a headache.

Sanırım başım ağrıyor.

I've got a bit of a headache.

Biraz baş ağrım var.

I had a headache.

Başım ağrıyordu.

She has a headache.

Onun başı ağrıyor.

As soon as I woke up, the headache returned.

Uyanır uyanmaz, baş ağrısı yeniden geldi

I had a slight headache, so I went to bed early.

Hafif bir baş ağrım vardı bu yüzden erken yatmaya gittim.

Mary has a headache.

Mary'nin başı ağrıyor.

Tom has a severe headache.

Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var.

Tom has a pounding headache.

Tom berbat bir baş ağrısı var.

My headache has gone away.

Baş ağrım geçti.

He had a headache.

Onun başı ağrıyordu.

Tom couldn't sleep because he had a bad headache.

Kötü bir baş ağrısı olduğu için Tom uyuyamadı.

Tom has a headache.

Tom'un başı ağrıyor.

Tom woke up with a terrible headache.

Tom, korkunç bir baş ağrısı ile uyandı.

He has a headache.

Onun başı ağrıyor.

Tom has a bad headache.

Tom'un kötü bir başağrısı var.

Tom has been suffering from a headache all day.

Tom bütün gün baş ağrısı çekiyor.

Carol has a headache.

Carol'ın başı ağrıyor.

At times, he suffered from a painful headache.

Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.