Halloween was brought to North America by immigrants from Europe who would celebrate the harvest around a bonfire, share ghost stories, sing, and tell fortunes.
Cadılar Bayramı, Kuzey Amerika'ya, hasadı şenlik ateşi etrafında kutlayan, hayalet hikayelerini paylaşan, şarkı söyleyen ve fal baktıran Avrupa'dan gelen göçmenler tarafından getirildi.
We had a poor harvest because of the lack of water.
Su eksikliğinden dolayı hasadımız kötü oldu.
Who seeds wind, shall harvest storm.
Rüzgarı tohumlayan, fırtınayı hasat edecektir.
The whole family helped harvest the wheat.
Bütün aile buğdayın toplanmasına yardım etti.
Fertile soil is indispensable for a good harvest.
Bereketli toprak iyi bir hasat için vazgeçilmezdir.
The bad harvest caused massive food shortages.
Kötü hasat büyük gıda kıtlığına neden oldu.
The wheat is ready for harvest.
Buğday hasada hazır.
The spell of drought did severe damage to the harvest.
Kuraklık büyüsü hasada ciddi zarar verdi.
We all helped with the harvest.
Hasatta hepimiz yardım ettik.
There was a large harvest of peaches last year.
Geçen yıl büyük bir şeftali hasadı vardı.
There has been a good apple harvest this year.
Bu yıl iyi bir elma hasadı oldu.
We're expecting a good harvest this year.
Bu yıl iyi bir hasat bekliyoruz.
This year's good harvest will make up for last year's bad one.
Bu yılın iyi hasadı geçen yılın kötü hasadını telafi edecek.
Thanks to the nice weather, we were able to harvest all of the crops in a day.
Havanın güzel olması sayesinde tüm mahsulleri bir günde hasat edebildik.