Translation meaning & definition of the word "harm" into Turkish language

noun

1. Any physical damage to the body caused by violence or accident or fracture etc.

synonym:
• injury
,
• hurt
,
• harm
,
• trauma

1. Şiddet, kaza veya kırık vb. neden olan vücuda herhangi bir fiziksel hasar.

eşanlamlı:
• yaralanma
,
• yaralamak
,
• zarar
,
• travma

2. The occurrence of a change for the worse

synonym:
• damage
,
• harm
,
• impairment

2. Daha kötüsü için bir değişiklik meydana

eşanlamlı:
• hasar
,
• zarar

3. The act of damaging something or someone

synonym:
• damage
,
• harm
,
• hurt
,
• scathe

3. Bir şeye veya birisine zarar verme eylemi

eşanlamlı:
• hasar
,
• zarar
,
• yaralamak
,
• felâket

verb

1. Cause or do harm to

• "These pills won't harm your system"

synonym:
• harm

1. Zarar vermek veya vermek

• "Bu haplar sisteminize zarar vermez"

eşanlamlı:
• zarar

Examples of using

We never meant to harm you.

Size zarar vermek istemedim.

There's no harm in being kissed, is there?

Öpülmekten zarar gelmez, değil mi?

There's no harm in asking.

Sormakta zarar yok.

There's no harm in looking.

Bakmakta zarar yok.

I've never done harm to anyone.

Herhangi birine asla zarar vermedim.

I never wanted to harm you.

Seni asla incitmek istemedim.

I never meant you harm.

Asla sana zarar vermek istemedim.

I never meant you any harm.

Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim.

I have no wish to harm you.

Sana zarar vermeye niyetim yok.

I won't harm you.

Sana zarar vermeyeceğim.

Don't harm them.

Onlara zarar verme.

What's the harm?

Zarar nedir?

This website can harm your computer.

Bu web sitesi bilgisayarınıza zarar verebilir.

He meant no harm.

Niyeti zarar vermek değildi.

We meant no harm.

Niyetimiz zarar vermek değildi.

We mean you no harm.

Size zarar vermek istemiyoruz.

Tom didn't mean any harm.

Tom'un niyeti zarar vermek değildi.

I doubt that Tom meant any harm.

Tom'un herhangi bir zarar kastettiğinden şüpheliyim.

I promise you I won't do anything to harm you.

Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.

We want to harm the environment less.

Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.