Translation meaning & definition of the word "hardship" into Turkish language
Türk diline "hardship" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Hardship
[Zorluk]/hɑrdʃɪp/
noun
1. A state of misfortune or affliction
- "Debt-ridden farmers struggling with adversity"
- "A life of hardship"
- synonym:
- adversity ,
- hardship ,
- hard knocks
1. Bir talihsizlik ya da ızdırap hali
- "Zorluklar ile mücadele eden borç batan çiftçiler"
- "Zorlu bir hayat"
- eşanlamlı:
- sıkıntı ,
- zorluk ,
- sert darbeler
2. Something hard to endure
- "The asperity of northern winters"
- synonym:
- asperity ,
- grimness ,
- hardship ,
- rigor ,
- rigour ,
- severity ,
- severeness ,
- rigorousness ,
- rigourousness
2. Katlanmak zor bir şey
- "Kuzey kışlarının asperitesi"
- eşanlamlı:
- haşinlik ,
- kirlilik ,
- zorluk ,
- sertlik ,
- ciddiyet ,
- hüzün
3. Something that causes or entails suffering
- "I cannot think it a hardship that more indulgence is allowed to men than to women"- james boswell
- "The many hardships of frontier life"
- synonym:
- hardship
3. Acı çekmesine neden olan veya acı çektiren bir şey
- "Erkeklere kadınlardan daha fazla düşkünlüğe izin vermenin bir zorluk olduğunu düşünemiyorum" - james boswell
- "Sınır hayatının birçok zorluğu"
- eşanlamlı:
- zorluk
Examples of using
Many have long suffered oppression and hardship under colonialism.
Birçoğu sömürgecilik altında uzun süre baskı ve zorluktan çekti.
He is really dull to hardship.
O, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız.
He put up with the greatest hardship that no one could imagine.
O, kimsenin hayal edemeyeceği en büyük sıkıntıya katlandı.