Translation meaning & definition of the word "harbour" into Turkish language
Türk diline "harbour" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Harbour
[Liman]/hɑrbər/
noun
1. A sheltered port where ships can take on or discharge cargo
- synonym:
- seaport ,
- haven ,
- harbor ,
- harbour
1. Gemilerin yük alabileceği veya boşaltabileceği korunaklı bir liman
- eşanlamlı:
- liman ,
- sığınak
2. A place of refuge and comfort and security
- synonym:
- harbor ,
- harbour
2. Sığınak, rahatlık ve güvenlik yeri
- eşanlamlı:
- liman
verb
1. Secretly shelter (as of fugitives or criminals)
- synonym:
- harbor ,
- harbour
1. Gizlice sığınmak (kaçaklar veya suçlular gibi)
- eşanlamlı:
- liman
2. Keep in one's possession
- Of animals
- synonym:
- harbor ,
- harbour
2. Birinin elinde tutmak
- Hayvanların
- eşanlamlı:
- liman
3. Hold back a thought or feeling about
- "She is harboring a grudge against him"
- synonym:
- harbor ,
- harbour ,
- shield
3. Bir düşünceyi veya duyguyu geri çekin
- "Ona karşı kin besliyor"
- eşanlamlı:
- liman ,
- koruma
4. Maintain (a theory, thoughts, or feelings)
- "Bear a grudge"
- "Entertain interesting notions"
- "Harbor a resentment"
- synonym:
- harbor ,
- harbour ,
- hold ,
- entertain ,
- nurse
4. Korumak (bir teori, düşünceler veya duygular)
- "Kınacak bir şey duy"
- "Belirli ilginç kavramlar"
- "Küskünlük beslemek"
- eşanlamlı:
- liman ,
- tutma ,
- eğlendirmek ,
- hemşire
Examples of using
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods.
Gemi limana demir attı ve yükünü boşalttı.
The enemy warships bombed our warehouses in the harbour.
Düşman savaş gemileri limandaki depolarımızı bombaladı.