Translation meaning & definition of the word "happy" into Turkish language

adjective

1. Enjoying or showing or marked by joy or pleasure

• "A happy smile"

• "Spent many happy days on the beach"

• "A happy marriage"

synonym:
• happy

1. Zevk almak veya göstermek veya sevinç veya zevkle işaretlemek

• "Mutlu bir gülümseme"

• "Kumsalda çok mutlu günler geçirdim"

• "Mutlu bir evlilik"

eşanlamlı:
• mutlu

2. Marked by good fortune

• "A felicitous life"

• "A happy outcome"

synonym:
• felicitous
,
• happy

2. İyi şansla işaretlenmiş

• "Ciddi bir hayat"

• "Mutlu bir sonuç"

eşanlamlı:
• mutlu

3. Eagerly disposed to act or to be of service

• "Glad to help"

synonym:
• glad
,
• happy

3. Harekete geçmek ya da hizmet etmek için hevesle bertaraf edildi

• "Yardım etmek için glad"

eşanlamlı:
• mutlu

4. Well expressed and to the point

• "A happy turn of phrase"

• "A few well-chosen words"

synonym:
• happy
,
• well-chosen

4. İyi ifade edilmiş ve noktaya

• "Mutlu bir cümle parçası"

• "Iyi seçilmiş birkaç kelime"

eşanlamlı:
• mutlu
,
• iyi seçilmiş

Examples of using

Tom is definitely happy now.

Tom artık kesinlikle mutlu.

Tom doesn't seem to be very happy.

Tom çok mutlu görünmüyor.

Tom doesn't look happy, does he?

Tom mutlu görünmüyor, değil mi?

Tom didn't say why he wasn't happy with our work.

Tom neden işimizden memnun olmadığını söylemedi.

Tom claims that he's happy.

Tom mutlu olduğunu iddia ediyor.

Tom asked me if I was happy.

Tom bana mutlu olup olmadığımı sordu.

Tom asked me if I was happy or not.

Tom bana mutlu olup olmadığımı sordu.

Tom appears to be happy.

Tom mutlu görünüyor.

Tom and Mary should be very happy together.

Tom ve Mary birlikte çok mutlu olmalılar.

Tom and Mary don't seem to be happy to see each other.

Tom ve Mary birbirlerini gördüklerine memnun olmuş gibi görünmüyorlar.

Tom always seems happy.

Tom her zaman mutlu görünüyor.

Tom always does his best to make Mary happy.

Tom Mary'yi mutlu etmek için her zaman elinden geleni yapar.

You should be very happy.

Çok mutlu olmalısınız.

You can't possibly really think Tom is happy.

Muhtemelen Tom'un mutlu olduğunu gerçekten düşünemezsin.

We'd be happy to accommodate you.

Sana kalacak yer sağladığıma sevindim.

It's been a long time since I've seen Tom this happy.

Tom'u bu kadar mutlu gördüğümden beri uzun zaman oldu.

Is Tom still happy?

Tom hâlâ mutlu mu?

I'm happy to hear that your injuries aren't serious.

Yaralarının ciddi olmadığını duyduğuma mutluyum.

I'm happy nothing bad happened.

Kötü bir şey olmadığı için mutluyum.

I'm glad you are happy with your job.

İşinden memnun olduğuna sevindim.