Examples of using
Tom's happiness means more to me than anything else in the world.
Tom'un mutluluğu benim için dünyadaki her şeyden daha önemli.
I wish you happiness.
Mutluluk diliyorum.
I know you'll find happiness eventually.
Er ya da geç mutluluğu bulacağını biliyorum.
It's hard to achieve happiness.
Mutluluğa ulaşmak zor.
I pray for your happiness from the bottom of my heart.
Mutluluğun için bütün kalbimle dua ediyorum.
The poor man didn't live long enough to see his son's happiness.
Zavallı adam oğlunun saadetini görecek kadar yaşamadı.
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have.
Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.
You can't buy happiness.
Mutluluğu satın alamazsın.
I'll bring you happiness.
Sana mutluluk getireceğim.
Trying to find happiness only makes you unhappy.
Mutluluğu aramak seni sadece mutsuz eder.
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
Can money buy happiness?
Para mutluluk satın alabilir mi?
His face was enlightened by happiness.
Mutluluktan yüzü parlıyordu.
Do you think money will buy her happiness?
Paranın ona mutluluk satın alacağına inanıyor musun?