Translation meaning & definition of the word "hammer" into Turkish language
Türk diline "çekiç" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Hammer
[Çekiç]noun
1. The part of a gunlock that strikes the percussion cap when the trigger is pulled
- synonym:
- hammer ,
- cock
1. Bir silah kilidinin, tetik çekildiğinde perküsyon kapağına çarpan kısmı
- eşanlamlı:
- çekiç ,
- çük
2. A hand tool with a heavy rigid head and a handle
- Used to deliver an impulsive force by striking
- synonym:
- hammer
2. Ağır sert başlı ve saplı bir el aleti
- Vurarak itici bir kuvvet vermek için kullanılır
- eşanlamlı:
- çekiç
3. The ossicle attached to the eardrum
- synonym:
- malleus ,
- hammer
3. Kulak zarına bağlı kemikçik
- eşanlamlı:
- malleus ,
- çekiç
4. A light drumstick with a rounded head that is used to strike such percussion instruments as chimes, kettledrums, marimbas, glockenspiels, etc.
- synonym:
- mallet ,
- hammer
4. Çanlar, kettledrumlar, marimbas, glockenspiels vb. gibi vurmalı çalgıları vurmak için kullanılan yuvarlak başlı hafif bir baget.
- eşanlamlı:
- çekiç
5. A heavy metal sphere attached to a flexible wire
- Used in the hammer throw
- synonym:
- hammer
5. Esnek bir tele bağlı ağır metal bir küre
- Çekiç atmada kullanılır
- eşanlamlı:
- çekiç
6. A striker that is covered in felt and that causes the piano strings to vibrate
- synonym:
- hammer
6. Keçe ile kaplı ve piyano tellerinin titremesine neden olan bir forvet
- eşanlamlı:
- çekiç
7. A power tool for drilling rocks
- synonym:
- hammer ,
- power hammer
7. Kayaları delmek için bir elektrikli alet
- eşanlamlı:
- çekiç ,
- güç çekiç
8. The act of pounding (delivering repeated heavy blows)
- "The sudden hammer of fists caught him off guard"
- "The pounding of feet on the hallway"
- synonym:
- hammer ,
- pound ,
- hammering ,
- pounding
8. Vurma eylemi (tekrarlanan ağır darbeleri teslim etme)
- "Aptal yumruklar onu hazırlıksız yakaladı"
- "Ayakların koridorda vurulması"
- eşanlamlı:
- çekiç ,
- pound ,
- dövme
verb
1. Beat with or as if with a hammer
- "Hammer the metal flat"
- synonym:
- hammer
1. Çekiçle ya da çekiçle dövülmüş gibi
- "Metal daireyi kırbaçla"
- eşanlamlı:
- çekiç
2. Create by hammering
- "Hammer the silver into a bowl"
- "Forge a pair of tongues"
- synonym:
- forge ,
- hammer
2. Çekiçle yaratmak
- "Gümüşü bir kaseye sıkıştır"
- "Bir çift dil döv"
- eşanlamlı:
- uydurmak ,
- çekiç