Translation meaning & definition of the word "hail" into Turkish language
Türk diline "hail" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Hail
[Yağmak]/hel/
noun
1. Precipitation of ice pellets when there are strong rising air currents
- synonym:
- hail
1. Güçlü yükselen hava akımları olduğunda buz peletlerinin çökelmesi
- eşanlamlı:
- dolu
2. Many objects thrown forcefully through the air
- "A hail of pebbles"
- "A hail of bullets"
- synonym:
- hail
2. Havada zorla atılan birçok nesne
- "Bir çakıl taşı"
- "Bir mermi dolu"
- eşanlamlı:
- dolu
3. Enthusiastic greeting
- synonym:
- hail
3. Coşkulu karşılama
- eşanlamlı:
- dolu
verb
1. Praise vociferously
- "The critics hailed the young pianist as a new rubinstein"
- synonym:
- acclaim ,
- hail ,
- herald
1. Övünmek
- "Eleştirmenler genç piyanisti yeni bir rubinstein olarak selamladılar"
- eşanlamlı:
- alkışlamak ,
- dolu ,
- haberci
2. Be a native of
- "She hails from kalamazoo"
- synonym:
- hail ,
- come
2. Yerlisi olmak
- "Kalamazoo'dan selam alıyor"
- eşanlamlı:
- dolu ,
- gelmek
3. Call for
- "Hail a cab"
- synonym:
- hail
3. Çağırmak
- "Havaya selam ver"
- eşanlamlı:
- dolu
4. Greet enthusiastically or joyfully
- synonym:
- hail ,
- herald
4. Coşkulu veya sevinçle selamlayın
- eşanlamlı:
- dolu ,
- haberci
5. Precipitate as small ice particles
- "It hailed for an hour"
- synonym:
- hail
5. Küçük buz parçacıkları olarak çökeltin
- "Bir saattir selamlanıyor"
- eşanlamlı:
- dolu
Examples of using
Have you ever seen it hail?
Hiç dolu yağdığını gördün mü?
The hail harmed the crops.
Dolu ekinlere zarar verdi.
The hail cracked the window.
Dolu pencereyi çatlattı.