Translation meaning & definition of the word "gush" into Turkish language
Türk diline "gush" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Gush
[Fışkırmak]/gəʃ/
noun
1. A sudden rapid flow (as of water)
- "He heard the flush of a toilet"
- "There was a little gush of blood"
- "She attacked him with an outpouring of words"
- synonym:
- flush ,
- gush ,
- outpouring
1. Ani bir hızlı akış (su gibi)
- "Tuvaletin sifonunu duydu"
- "Biraz kan vardı"
- "Kelimelerin dökülmesiyle ona saldırdı"
- eşanlamlı:
- fışkırmak ,
- dökülme
2. An unrestrained expression of emotion
- synonym:
- effusion ,
- gush ,
- outburst ,
- blowup ,
- ebullition
2. Sınırsız bir duygu ifadesi
- eşanlamlı:
- dökülme ,
- fışkırmak ,
- fışkırma ,
- infilak ,
- taşkınlık
verb
1. Gush forth in a sudden stream or jet
- "Water gushed forth"
- synonym:
- spurt ,
- spirt ,
- gush ,
- spout
1. Ani bir akış veya jetle fışkırın
- "Su fışkırdı"
- eşanlamlı:
- fışkırmak ,
- spurt ,
- püskürtmek
2. Praise enthusiastically
- "She raved about that new restaurant"
- synonym:
- rave ,
- gush
2. Coşkuyla övmek
- "O yeni restoran hakkında övgüler yağdırdı"
- eşanlamlı:
- delmek ,
- fışkırmak
3. Issue in a jet
- Come out in a jet
- Stream or spring forth
- "Water jetted forth"
- "Flames were jetting out of the building"
- synonym:
- jet ,
- gush
3. Bir jet sorunu
- Jetle dışarı çık
- Akış veya ileri doğru
- "Su püskürdü"
- "Alevler binadan dışarı fırlıyordu"
- eşanlamlı:
- jet ,
- fışkırmak