Tom has grown accustomed to Mary's nagging.
Tom Mary'nin dırdırına alıştı.
Tom was surprised how much Mary had grown since the last time he'd seen her.
Tom, Mary'nin onu son gördüğünden beri ne kadar büyüdüğüne şaşırdı.
Tom has grown up and can stand on his own feet now.
Tom büyüdü ve artık kendi ayakları üzerinde durabiliyor.
Tom has a grown daughter.
Tom'un yetişkin bir kızı var.
I've kept my weight down even though many of my friends have gained weight as they've grown older.
Birçok arkadaşım yaşlandıkça kilo almasına rağmen kilomu düşük tuttum.
I have three grown sons.
Üç yetişkin oğlum var.
They're grown men.
Onlar yetişkin adamlar.
In her second novel, the characters have grown up.
İkinci romanında karakterler büyüdü.
Have you ever grown a beard?
Hiç sakal bıraktın mı?
Tom is a grown man.
Tom yetişkin bir adam.
Tom can see the many weeds that had grown up around the house.
Tom evin etrafında büyümüş olan birçok yabani otu görebilir.
Tom got used to living in Boston even though he'd grown up in a small town.
Tom küçük bir kasabada büyümüş olmasına rağmen Boston'da yaşamaya alıştı.
Tom has grown old and can't cut the mustard anymore.
Tom yaşlandı ve artık hardalı kesemiyor.
Tom is grown up now.
Tom artık büyüdü.
Open-air markets sell food grown on local farms.
Açık hava pazarlarında yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdalar satılmaktadır.
You're grown up now.
Artık büyüdün.
My hair has grown too long.
Saçlarım çok uzadı.
Rice is grown in many parts of the world.
Pirinç dünyanın birçok yerinde yetiştirilmektedir.
My father's hair has grown white.
Babamın saçları beyazladı.
She's grown up to be a beautiful woman.
Büyüyüp güzel bir kadın oldu.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.