He has an ax to grind.
Öğütmesi gereken bir baltası var.
Do you know how to grind beef?
Sığır eti öğütmeyi biliyor musun?
I grind my own coffee beans every morning.
Her sabah kendi kahve çekirdeklerimi öğütüyorum.
She always has some axe to grind.
Her zaman öğütmesi gereken bir baltası vardır.
I get the feeling you still have an axe to grind. If you've got something to say come on out and say it.
Hala öğütmen gereken bir baltan olduğu hissine kapılıyorum. Söyleyecek bir şeyin varsa hadi çık ve söyle.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.