Translation meaning & definition of the word "grievous" into Turkish language
Türk diline "grievous" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Grievous
[Şikâyetçi]/grivəs/
adjective
1. Causing fear or anxiety by threatening great harm
- "A dangerous operation"
- "A grave situation"
- "A grave illness"
- "Grievous bodily harm"
- "A serious wound"
- "A serious turn of events"
- "A severe case of pneumonia"
- "A life-threatening disease"
- synonym:
- dangerous ,
- grave ,
- grievous ,
- serious ,
- severe ,
- life-threatening
1. Büyük zararları tehdit ederek korku veya kaygıya neden olmak
- "Tehlikeli bir operasyon"
- "Ciddi bir durum"
- "Ciddi bir hastalık"
- "Çirkin bedensel zarar"
- "Ciddi bir yara"
- "Ciddi bir olay dönüşü"
- "Ciddi bir zatürre vakası"
- "Hayatı tehdit eden bir hastalık"
- eşanlamlı:
- tehlikeli ,
- mezar ,
- korkunç ,
- ciddi ,
- şiddetli ,
- hayatı tehdit eden
2. Causing or marked by grief or anguish
- "A grievous loss"
- "A grievous cry"
- "Her sigh was heartbreaking"
- "The heartrending words of rabin's granddaughter"
- synonym:
- grievous ,
- heartbreaking ,
- heartrending
2. Keder veya ızdırap ile neden veya işaretlenmiş
- "Korkunç bir kayıp"
- "Korkunç bir çığlık"
- "Iç çekişi yürek parçalayıcıydı"
- "Rabin'in torununun yüreklendirici sözleri"
- eşanlamlı:
- korkunç ,
- yürek parçalayıcı
3. Of great gravity or crucial import
- Requiring serious thought
- "Grave responsibilities"
- "Faced a grave decision in a time of crisis"
- "A grievous fault"
- "Heavy matters of state"
- "The weighty matters to be discussed at the peace conference"
- synonym:
- grave ,
- grievous ,
- heavy ,
- weighty
3. Büyük yerçekimi veya önemli ithalat
- Ciddi bir düşünce gerektirir
- "Sorumlulukları aşın"
- "Bir kriz zamanında ciddi bir kararla karşı karşıya kaldı"
- "Korkunç bir hata"
- "Devletin ağır işleri"
- "Barış konferansında tartışılması gereken ağır konular"
- eşanlamlı:
- mezar ,
- korkunç ,
- ağır
4. Shockingly brutal or cruel
- "Murder is an atrocious crime"
- "A grievous offense against morality"
- "A grievous crime"
- "No excess was too monstrous for them to commit"
- synonym:
- atrocious ,
- flagitious ,
- grievous ,
- monstrous
4. Şok edici derecede acımasız ya da acımasız
- "Cinayet iğrenç bir suçtur"
- "Ahlaka karşı ağır bir suç"
- "Korkunç bir suç"
- "Hiçbir fazlalık işlemeleri için çok canavarca değildi"
- eşanlamlı:
- zalim ,
- berbat ,
- korkunç