Translation meaning & definition of the word "grief" into Turkish language
Türk diline "keder" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Grief
[Üzüntü]/grif/
noun
1. Intense sorrow caused by loss of a loved one (especially by death)
- synonym:
- grief ,
- heartache ,
- heartbreak ,
- brokenheartedness
1. Sevilen birinin kaybından kaynaklanan yoğun üzüntü (özellikle ölümle)
- eşanlamlı:
- üzüntü ,
- dert ,
- kalp kırıklığı
2. Something that causes great unhappiness
- "Her death was a great grief to john"
- synonym:
- grief ,
- sorrow
2. Büyük bir mutsuzluğa neden olan bir şey
- "Onun ölümü john için büyük bir üzüntü oldu"
- eşanlamlı:
- üzüntü
Examples of using
War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
He was in deep grief at the death of his wife.
Karısı öldüğünde o derin bir keder içindeydi.
The girl was overcome with grief.
Kız üzüntüye yenik düştü.