Translation meaning & definition of the word "greedy" into Turkish language
Türk diline "açgözlü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Greedy
[Açgözlü]/gridi/
adjective
1. Immoderately desirous of acquiring e.g. wealth
- "They are avaricious and will do anything for money"
- "Casting covetous eyes on his neighbor's fields"
- "A grasping old miser"
- "Grasping commercialism"
- "Greedy for money and power"
- "Grew richer and greedier"
- "Prehensile employers stingy with raises for their employees"
- synonym:
- avaricious ,
- covetous ,
- grabby ,
- grasping ,
- greedy ,
- prehensile
1. Servet edinmeyi son derece arzulayan örn.
- "Açgözlüdürler ve para için her şeyi yaparlar"
- "Komşusunun tarlalarına açgözlü gözler dökmek"
- "Aldatan yaşlı bir cimri"
- "Tüccarlığı kavrama"
- "Para ve güç için açgözlü"
- "Daha zengin ve açgözlü"
- "Kapsamlı işverenler, çalışanları için zamlarla cimri"
- eşanlamlı:
- paragöz ,
- açgözlü ,
- grabby ,
- prehensil
2. (often followed by `for') ardently or excessively desirous
- "Avid for adventure"
- "An avid ambition to succeed"
- "Fierce devouring affection"
- "The esurient eyes of an avid curiosity"
- "Greedy for fame"
- synonym:
- avid ,
- devouring(a) ,
- esurient ,
- greedy
2. (genellikle `for' tarafından takip edilir) ateşli veya aşırı arzulu
- "Macera için avid"
- "Başarılı olmak için hevesli bir hırs"
- "Şevk yiyen şiddetli"
- "Hevesli bir merakın ürkütücü gözleri"
- "Şöhret için açgözlü"
- eşanlamlı:
- hırslı ,
- yutkunuş(a) ,
- açgözlü
3. Wanting to eat or drink more than one can reasonably consume
- "Don't be greedy with the cookies"
- synonym:
- greedy
3. Birden fazla yemek yemek veya içmek istemek makul bir şekilde tüketebilir
- "Çerezlerle açgözlü olma"
- eşanlamlı:
- açgözlü
Examples of using
Don't get greedy.
Açık gözlü olma.
Don't be greedy.
Açgözlü olmayın.
I'm greedy.
Ben açgözlüyüm.