Translation meaning & definition of the word "graze" into Turkish language
Türk diline "graze" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Graze
[Otlatmak]/grez/
noun
1. A superficial abrasion
- synonym:
- graze
1. Yüzeysel bir aşınma
- eşanlamlı:
- otlatmak
2. The act of grazing
- synonym:
- graze ,
- grazing
2. Otlatma eylemi
- eşanlamlı:
- otlatmak ,
- otlama
verb
1. Feed as in a meadow or pasture
- "The herd was grazing"
- synonym:
- crop ,
- browse ,
- graze ,
- range ,
- pasture
1. Bir çayır veya merada olduğu gibi beslenir
- "Sürü otluyordu"
- eşanlamlı:
- biçmek ,
- taramak ,
- otlatmak ,
- menzil ,
- çayır
2. Break the skin (of a body part) by scraping
- "She was grazed by the stray bullet"
- synonym:
- graze
2. Cildi (vücut kısmının) kazıyarak kırın
- "Saçma kurşunla sıyrıldı"
- eşanlamlı:
- otlatmak
3. Let feed in a field or pasture or meadow
- synonym:
- crop ,
- graze ,
- pasture
3. Bir tarlada veya merada veya çayırda beslenelim
- eşanlamlı:
- biçmek ,
- otlatmak ,
- çayır
4. Scrape gently
- "Graze the skin"
- synonym:
- graze ,
- crease ,
- rake
4. Nazikçe sıyırmak
- "Cildi sıyırmak"
- eşanlamlı:
- otlatmak ,
- kıvrım ,
- taramak
5. Eat lightly, try different dishes
- "There was so much food at the party that we quickly got sated just by browsing"
- synonym:
- browse ,
- graze
5. Hafifçe yiyin, farklı yemekler deneyin
- "Partide o kadar çok yiyecek vardı ki, sadece göz atarak çabucak doyduk"
- eşanlamlı:
- taramak ,
- otlatmak