Translation meaning & definition of the word "gray" into Turkish language
Türk diline "gri" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Gray
[Gri]noun
1. A neutral achromatic color midway between white and black
- synonym:
- gray ,
- grayness ,
- grey ,
- greyness
1. Beyaz ve siyah arasında nötr akromatik bir renk
- eşanlamlı:
- gri ,
- darlık
2. Clothing that is a grey color
- "He was dressed in grey"
- synonym:
- grey ,
- gray
2. Gri renk olan kıyafetler
- "Gri giyinmişti"
- eşanlamlı:
- gri
3. Any organization or party whose uniforms or badges are grey
- "The confederate army was a vast grey"
- synonym:
- grey ,
- gray
3. Üniformaları veya rozetleri gri olan herhangi bir organizasyon veya parti
- "Konfederasyon ordusu geniş bir griydi"
- eşanlamlı:
- gri
4. Horse of a light gray or whitish color
- synonym:
- grey ,
- gray
4. Açık gri veya beyazımsı renkte bir at
- eşanlamlı:
- gri
5. The si unit of energy absorbed from ionizing radiation
- Equal to the absorption of one joule of radiation energy by one kilogram of matter
- One gray equals 100 rad
- synonym:
- gray ,
- Gy
5. Iyonlaştırıcı radyasyondan emilen enerjinin si birimi
- Bir joule radyasyon enerjisinin bir kilogram madde tarafından emilmesine eşittir
- Bir gri 100 rad'a eşittir
- eşanlamlı:
- gri ,
- Alay
6. English radiobiologist in whose honor the gray (the si unit of energy for the absorbed dose of radiation) was named (1905-1965)
- synonym:
- Gray ,
- Louis Harold Gray
6. Onuruna gri (emilen radyasyon dozu için si enerji birimi) adı verilen i̇ngiliz radyobiyolog (1905-1965)
- eşanlamlı:
- Gri ,
- Louis Harold Gray'in
7. English poet best known for his elegy written in a country churchyard (1716-1771)
- synonym:
- Gray ,
- Thomas Gray
7. En çok bir kır kilise bahçesinde yazdığı elegy ile tanınan i̇ngiliz şair (1716-1771)
- eşanlamlı:
- Gri ,
- Thomas Gray
8. American navigator who twice circumnavigated the globe and who discovered the columbia river (1755-1806)
- synonym:
- Gray ,
- Robert Gray
8. Dünyayı iki kez dolaşan ve columbia nehri'ni keşfeden amerikalı denizci (1755-1806)
- eşanlamlı:
- Gri ,
- Robert Gray
9. United states botanist who specialized in north american flora and who was an early supporter of darwin's theories of evolution (1810-1888)
- synonym:
- Gray ,
- Asa Gray
9. Kuzey amerika florasında uzmanlaşmış ve darwin'in evrim teorilerinin erken destekçisi olan amerika birleşik devletleri botanikçisi (1810-1888)
- eşanlamlı:
- Gri ,
- Asa Gray'a
verb
1. Make grey
- "The painter decided to grey the sky"
- synonym:
- grey ,
- gray
1. Grileştirmek
- "Ressam gökyüzünü grileştirmeye karar verdi"
- eşanlamlı:
- gri
2. Turn grey
- "Her hair began to grey"
- synonym:
- grey ,
- gray
2. Griye dönmek
- "Saçları griye başladı"
- eşanlamlı:
- gri
adjective
1. Of an achromatic color of any lightness intermediate between the extremes of white and black
- "The little grey cells"
- "Gray flannel suit"
- "A man with greyish hair"
- synonym:
- grey ,
- gray ,
- greyish ,
- grayish
1. Beyaz ve siyahın uçları arasında herhangi bir hafifliğin akromatik renginin
- "Küçük gri hücreler"
- "Gri flanel takım"
- "Gri saçlı bir adam"
- eşanlamlı:
- gri ,
- grimsi
2. Showing characteristics of age, especially having grey or white hair
- "Whose beard with age is hoar"-coleridge
- "Nodded his hoary head"
- synonym:
- grey ,
- gray ,
- grey-haired ,
- gray-haired ,
- grey-headed ,
- gray-headed ,
- grizzly ,
- hoar ,
- hoary ,
- white-haired
2. Yaşın özelliklerini gösteren, özellikle gri veya beyaz saçlara sahip
- "Yaşlı sakalı hoar"-coleridge
- "Kutsal kafasını salladı"
- eşanlamlı:
- gri ,
- kır saçlı ,
- kır ,
- beyaz saçlı
3. Used to signify the confederate forces in the american civil war (who wore grey uniforms)
- "A stalwart grey figure"
- synonym:
- grey ,
- gray
3. Amerikan i̇ç savaşı'nda konfederasyon güçlerini belirtmek için kullanılır (gri üniformalar giydi)
- "Kaba gri bir figür"
- eşanlamlı:
- gri
4. Intermediate in character or position
- "A grey area between clearly legal and strictly illegal"
- synonym:
- grey ,
- gray
4. Karakter veya pozisyonda ara
- "Açıkça yasal ve kesinlikle yasadışı olan gri bir alan"
- eşanlamlı:
- gri