Translation meaning & definition of the word "grace" into Turkish language
Türk diline "zer" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Grace
[Saygınlık]noun
1. (christian theology) a state of sanctification by god
- The state of one who is under such divine influence
- "The conception of grace developed alongside the conception of sin"
- "It was debated whether saving grace could be obtained outside the membership of the church"
- "The virgin lived in a state of grace"
- synonym:
- grace ,
- saving grace ,
- state of grace
1. (hristiyan teolojisi) tanrı tarafından bir kutsallaştırma durumu
- Böyle ilahi bir etki altında olan birinin durumu
- "Zerafet anlayışı günah anlayışının yanında gelişti"
- "Kilise üyeliği dışında tasarruf lütufunun elde edilip edilemeyeceği tartışıldı"
- "Bakire lütuf halinde yaşadı"
- eşanlamlı:
- saygınlık ,
- kurtaran rahibe ,
- saygınlık durumu
2. Elegance and beauty of movement or expression
- "A beautiful figure which she used in subtle movements of unparalleled grace"
- synonym:
- grace ,
- gracility
2. Hareketin veya ifadenin zarafeti ve güzelliği
- "Benzersiz zarafetin ince hareketlerinde kullandığı güzel bir figür"
- eşanlamlı:
- saygınlık ,
- incelik
3. A sense of propriety and consideration for others
- "A place where the company of others must be accepted with good grace"
- synonym:
- seemliness ,
- grace
3. Başkaları için bir uygunluk ve değerlendirme duygusu
- "Başkalarının şirketinin iyi bir lütufla kabul edilmesi gereken bir yer"
- eşanlamlı:
- uygunluk ,
- saygınlık
4. A disposition to kindness and compassion
- "The victor's grace in treating the vanquished"
- synonym:
- grace ,
- good will ,
- goodwill
4. Nezaket ve şefkat için bir eğilim
- "Zafer'in yenilmişleri tedavi etmedeki lütfu"
- eşanlamlı:
- saygınlık ,
- iyi niyet
5. (greek mythology) one of three sisters who were the givers of beauty and charm
- A favorite subject for sculptors
- synonym:
- Grace
5. (yunan mitolojisi) güzellik ve çekicilik veren üç kız kardeşten biri
- Heykeltıraşlar için favori bir konu
- eşanlamlı:
- Saygınlık
6. A short prayer of thanks before a meal
- "Their youngest son said grace"
- synonym:
- grace ,
- blessing ,
- thanksgiving
6. Yemekten önce kısa bir teşekkür duası
- "En küçük oğlu lütuf dedi"
- eşanlamlı:
- saygınlık ,
- şükran
7. (christian theology) the free and unmerited favor or beneficence of god
- "God's grace is manifested in the salvation of sinners"
- "There but for the grace of god go i"
- synonym:
- grace ,
- grace of God ,
- free grace
7. (hristiyan teolojisi) tanrı'nın özgür ve haksız iyiliği veya yararlanması
- "Tanrı'nın lütfu günahkarların kurtuluşunda kendini gösterir"
- "Orada ama tanrının lütfu için gidiyorum"
- eşanlamlı:
- saygınlık ,
- tanrı'nın Lütfu ,
- serbest lütuf
verb
1. Make more attractive by adding ornament, colour, etc.
- "Decorate the room for the party"
- "Beautify yourself for the special day"
- synonym:
- decorate ,
- adorn ,
- grace ,
- ornament ,
- embellish ,
- beautify
1. Süs, renk vb. ekleyerek daha çekici olun.
- "Partinin odasını dekore et"
- "Özel gün için kendinizi hazırlayın"
- eşanlamlı:
- süslemek ,
- saygınlık ,
- süsleme ,
- güzelleştirmek
2. Be beautiful to look at
- "Flowers adorned the tables everywhere"
- synonym:
- deck ,
- adorn ,
- decorate ,
- grace ,
- embellish ,
- beautify
2. Bakmak için güzel ol
- "Çiçekler her yerde masaları süslüyordu"
- eşanlamlı:
- güverte ,
- süslemek ,
- saygınlık ,
- güzelleştirmek