Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "gossip" into Turkish language

Türk diline "dedikodu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Gossip

[Gevezelik etmek]
/gɑsəp/

noun

1. Light informal conversation for social occasions

    synonym:
  • chitchat
  • ,
  • chit-chat
  • ,
  • chit chat
  • ,
  • small talk
  • ,
  • gab
  • ,
  • gabfest
  • ,
  • gossip
  • ,
  • tittle-tattle
  • ,
  • chin wag
  • ,
  • chin-wag
  • ,
  • chin wagging
  • ,
  • chin-wagging
  • ,
  • causerie

1. Sosyal durumlar için hafif gayri resmi konuşma

    eşanlamlı:
  • sohbet
  • ,
  • sohbet chit
  • ,
  • boş lâf
  • ,
  • saplamak
  • ,
  • gevezelik etmek
  • ,
  • göğüs boğması
  • ,
  • çene
  • ,
  • çene sallama
  • ,
  • çene yıkama
  • ,
  • söyleşi

2. A report (often malicious) about the behavior of other people

  • "The divorce caused much gossip"
    synonym:
  • gossip
  • ,
  • comment
  • ,
  • scuttlebutt

2. Diğer insanların davranışları hakkında bir rapor (genellikle kötü niyetli)

  • "Boşanma çok dedikoduya neden oldu"
    eşanlamlı:
  • gevezelik etmek
  • ,
  • yorum
  • ,
  • dedikodu

3. A person given to gossiping and divulging personal information about others

    synonym:
  • gossip
  • ,
  • gossiper
  • ,
  • gossipmonger
  • ,
  • rumormonger
  • ,
  • rumourmonger
  • ,
  • newsmonger

3. Başkaları hakkında kişisel bilgileri dedikodu yapmak ve ifşa etmek için verilen bir kişi

    eşanlamlı:
  • gevezelik etmek
  • ,
  • dedikoducu

verb

1. Wag one's tongue

  • Speak about others and reveal secrets or intimacies
  • "She won't dish the dirt"
    synonym:
  • dish the dirt
  • ,
  • gossip

1. Birinin dilini sallamak

  • Başkaları hakkında konuşun ve sırları veya incelikleri açığa çıkarın
  • "Çöpü o atmaz"
    eşanlamlı:
  • çamur atmak
  • ,
  • gevezelik etmek

2. Talk socially without exchanging too much information

  • "The men were sitting in the cafe and shooting the breeze"
    synonym:
  • chew the fat
  • ,
  • shoot the breeze
  • ,
  • chat
  • ,
  • confabulate
  • ,
  • confab
  • ,
  • chitchat
  • ,
  • chit-chat
  • ,
  • chatter
  • ,
  • chaffer
  • ,
  • natter
  • ,
  • gossip
  • ,
  • jaw
  • ,
  • claver
  • ,
  • visit

2. Çok fazla bilgi alışverişi yapmadan sosyal olarak konuşun

  • "Adamlar kafede oturuyor ve esintiyi vuruyorlardı"
    eşanlamlı:
  • çene çalmak
  • ,
  • esintiyi esintiye çekmek
  • ,
  • sohbet
  • ,
  • konfabulasyon yapmak
  • ,
  • gevezelik etmek
  • ,
  • çekişmek
  • ,
  • yüzmek
  • ,
  • çene
  • ,
  • şakşakçı
  • ,
  • ziyaret

Examples of using

I don't gossip.
Dedikodu yapmam.
I can't believe Tom would gossip about Mary like that.
Tom'un Mary hakkında öyle dedikodu yapacağına inanamıyorum.
I'm not one to gossip.
Dedikodu yapan biri değilim.