Translation meaning & definition of the word "going" into Turkish language
Türk diline "giden" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Going
[Giden]/goʊɪŋ/
noun
1. The act of departing
- synonym:
- departure ,
- going ,
- going away ,
- leaving
1. Ayrılma eylemi
- eşanlamlı:
- ayrılış ,
- giden ,
- uzaklaşma ,
- ayrılma
2. Euphemistic expressions for death
- "Thousands mourned his passing"
- synonym:
- passing ,
- loss ,
- departure ,
- exit ,
- expiration ,
- going ,
- release
2. Ölüm için örtmece ifadeler
- "Binlerce kişi onun ölümünün yasını tuttu"
- eşanlamlı:
- geçen ,
- kayıp ,
- ayrılış ,
- çıkış ,
- süre sonu ,
- giden ,
- serbest bırakma
3. Advancing toward a goal
- "Persuading him was easy going"
- "The proposal faces tough sledding"
- synonym:
- going ,
- sledding
3. Bir hedefe doğru ilerlemek
- "Onu ikna etmek kolaydı"
- "Teklif sert kızakla karşı karşıya"
- eşanlamlı:
- giden ,
- kaypaklık
adjective
1. In full operation
- "A going concern"
- synonym:
- going(a)
1. Tam operasyonda
- "Devam eden bir endişe"
- eşanlamlı:
- gidiş(a)
Examples of using
Tom might want to consider not going to work today.
Tom bugün işe gitmemeyi düşünmek isteyebilir.
Tom knew something strange was going on.
Tom garip bir şey olduğunu biliyordu.
Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in next room.
Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.