Translation meaning & definition of the word "global" into Turkish language
Türk diline "küresel" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Global
[Global]/gloʊbəl/
adjective
1. Involving the entire earth
- Not limited or provincial in scope
- "Global war"
- "Global monetary policy"
- "Neither national nor continental but planetary"
- "A world crisis"
- "Of worldwide significance"
- synonym:
- global ,
- planetary ,
- world(a) ,
- worldwide ,
- world-wide
1. Tüm dünyayı dahil
- Sınırlı veya kapsamda il değil
- "Küresel savaş"
- "Küresel para politikası"
- "Ne ulusal ne de kıtasal ama gezegensel"
- "Dünya krizi" gibi"
- "Dünya çapında önemi olan"
- eşanlamlı:
- küresel ,
- gezegensel ,
- dünya(a) ,
- dünya çapında
2. Having the shape of a sphere or ball
- "A spherical object"
- "Nearly orbicular in shape"
- "Little globular houses like mud-wasp nests"- zane grey
- synonym:
- ball-shaped ,
- global ,
- globose ,
- globular ,
- orbicular ,
- spheric ,
- spherical
2. Küre veya top şekline sahip olmak
- "Küresel bir nesne"
- "Şekilde neredeyse orbiküler"
- "Çamur-tutusu yuvaları gibi küçük küresel evler"- zane grey
- eşanlamlı:
- top şeklinde ,
- küresel ,
- yuvarlak
Examples of using
Thus, the ethical issue remains: Should cigarette makers be allowed to target global markets?
Bu yüzden, etik sorun devam ediyor: sigara üreticilerine hedef küresel pazarlara izin verilmeli mi?
I don't pretend to understand global warming.
Küresel ısınmadan anladığımı iddia etmiyorum.
I found it fascinating what you were saying about global warming.
Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.