Translation meaning & definition of the word "glaring" into Turkish language
Türk diline "parlayan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Glaring
[Parlak]/glɛrɪŋ/
adjective
1. Shining intensely
- "The blazing sun"
- "Blinding headlights"
- "Dazzling snow"
- "Fulgent patterns of sunlight"
- "The glaring sun"
- synonym:
- blazing ,
- blinding ,
- dazzling ,
- fulgent ,
- glaring ,
- glary
1. Yoğun bir şekilde parlıyor
- "Yanan güneş"
- "Kör farlar" dır"
- "Göz kamaştırıcı kar"
- "Tam güneş ışığı"
- "Göz kamaştırıcı güneş"
- eşanlamlı:
- yanan ,
- körleştiren ,
- göz kamaştırıcı ,
- görkemli ,
- parlak ,
- glay
2. Conspicuously and outrageously bad or reprehensible
- "A crying shame"
- "An egregious lie"
- "Flagrant violation of human rights"
- "A glaring error"
- "Gross ineptitude"
- "Gross injustice"
- "Rank treachery"
- synonym:
- crying(a) ,
- egregious ,
- flagrant ,
- glaring ,
- gross ,
- rank
2. Bariz ve çirkin bir şekilde kötü veya anlaşılmaz
- "Ağlayan bir utanç"
- "Ciddi bir yalan"
- "Insan haklarının açık ihlali"
- "Kusurlu bir hata"
- "Brüt yeteneksizlik"
- "Brüt adaletsizlik"
- "Rank hainliği"
- eşanlamlı:
- ağlayan(a) ,
- muazzam ,
- göze batan ,
- parlak ,
- brüt ,
- sıra