Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "glare" into Turkish language

Türk diline "parlama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Glare

[Göz kamaştırmak]
/glɛr/

noun

1. A light within the field of vision that is brighter than the brightness to which the eyes are adapted

  • "A glare of sunlight"
    synonym:
  • glare
  • ,
  • blaze
  • ,
  • brilliance

1. Görüş alanı içinde, gözlerin uyarlandığı parlaklıktan daha parlak olan bir ışık

  • "Güneş ışığı parıltısı"
    eşanlamlı:
  • parlamak
  • ,
  • tutuşmak
  • ,
  • parlaklık

2. An angry stare

    synonym:
  • glare
  • ,
  • glower

2. Kızgın bir bakış

    eşanlamlı:
  • parlamak
  • ,
  • parlatıcı

3. A focus of public attention

  • "He enjoyed being in the limelight"
  • "When congress investigates it brings the full glare of publicity to the agency"
    synonym:
  • limelight
  • ,
  • spotlight
  • ,
  • glare
  • ,
  • public eye

3. Halkın dikkatinin bir odağı

  • "Uzaklıkta olmaktan zevk alıyordu"
  • "Kongre araştırdığında, ajansa tam bir tanıtım parıltısı getiriyor"
    eşanlamlı:
  • kireç lambası
  • ,
  • spot
  • ,
  • parlamak
  • ,
  • halk gözü

verb

1. Look at with a fixed gaze

  • "The girl glared at the man who tried to make a pass at her"
    synonym:
  • glower
  • ,
  • glare

1. Sabit bir bakışla bakın

  • "Kız ona pas vermeye çalışan adama baktı"
    eşanlamlı:
  • parlatıcı
  • ,
  • parlamak

2. Be sharply reflected

  • "The moon glared back at itself from the lake's surface"
    synonym:
  • glare

2. Keskin bir şekilde yansıtmak

  • "Ay, gölün yüzeyinden kendine geri döndü"
    eşanlamlı:
  • parlamak

3. Shine intensely

  • "The sun glared down on us"
    synonym:
  • glare

3. Yoğun bir şekilde parlayın

  • "Güneş üzerimize parladı"
    eşanlamlı:
  • parlamak