Translation meaning & definition of the word "getting" into Turkish language

noun

1. The act of acquiring something

• "I envied his talent for acquiring"

• "He's much more interested in the getting than in the giving"

synonym:
• acquiring
,
• getting

1. Bir şey edinme eylemi

• "Varlık edinme yeteneğini kıskandım"

• "Vermekten çok daha fazlasını elde etmekle ilgileniyor"

eşanlamlı:
• edinme

Examples of using

Tom is getting better at speaking French.

Tom Fransızca konuşmada iyiye gidiyor.

Tom didn't have as much trouble getting a loan as he thought he would.

Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok bir kredi alma sorunu olmadı.

When are you getting out of prison?

Ne zaman hapishaneden çıkıyorsun?

What are you getting angry for?

Ne için sinirleniyorsun?

The fun is just getting started.

Sadece eğlence başlıyor.

It's time for you to start getting ready for school.

Okul için hazırlanmaya başlamanızın zamanı.

It's getting out of control.

Bu kontrolden çıkıyor.

It's getting hot.

Hava ısınıyor.

I'm glad the two of you are getting along with each other.

Siz ikinizin birbirinizle iyi geçindiğinize memnun oldum.

I certainly had no idea Tom was thinking about getting divorced.

Tom'un boşanmayı düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.

Tom's French is getting better.

Tom'un Fransızcası ilerliyor.

Tom realized Mary was probably getting hungry.

Tom Mary'nin muhtemelen acıktığını fark etti.

The party's just getting started.

Parti daha yeni başlıyor.

The nights are getting longer now that it is autumn.

Artık sonbahar olduğu için geceler uzuyor.

With that big salary you're getting I guess you've saved up quite a lot.

Bu yüksek maaşınla epey birikim yapmışsındır diye tahmin ediyorum.

Tom is getting fat.

Tom şişmanlıyor.

Tom won't be getting any food from us.

Tom bizden hiç yiyecek almayacak.

Tom won't be getting any money from me.

Tom benden hiç para almayacak.

Tom won't be getting any help from Mary.

Tom Mary'den hiç yardım almayacak.

My French is getting rusty.

Fransızcam köreliyor.