Translation meaning & definition of the word "gently" into Turkish language

adverb

1. In a gradual manner

• "A gently sloping terrain"

synonym:
• gently

1. Aşamalı olarak

• "Nispeten eğimli bir arazi"

eşanlamlı:
• nazikçe

2. In a gentle manner

• "He talked gently to the injured animal"

synonym:
• gently
,
• mildly

2. Nazik bir şekilde

• "Yaralı hayvanla nazikçe konuştu"

eşanlamlı:
• nazikçe

3. With little weight or force

• "She kissed him lightly on the forehead"

synonym:
• lightly
,
• softly
,
• gently

3. Az ağırlık veya kuvvetle

• "Onu alnından hafifçe öptü"

eşanlamlı:
• hafifçe
,
• yumuşakça
,
• nazikçe

Examples of using

Tom gently shook Mary awake.

Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.

Tom gently shook Mary awake.

Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe salladı.

Tom gently closed the door.

Tom kapıyı yavaşça kapattı.

Tom gently kissed his daughter on the forehead.

Tom kızını alnından kibarca öptü.

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. "Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?"

Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle "Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi?" dedi.

Do it gently.

Onu nazik bir şekilde yap.

Tom spoke gently.

Tom nazikçe konuştu.

He pushed me gently.

Nazikçe beni itti.

He put his hand gently on her shoulder.

O, elini hafifçe onun omzuna koydu.

The wind gently kissed the trees.

Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.

She laid the child down gently.

O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.

He put a hand gently on her shoulder.

Omuzuna hafifçe elini koydu.

Hold the baby gently.

Bebeği nazikçe tut.

The road curves gently toward the lake.

Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.

The road curves gently towards the west.

Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.