Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "gear" into Turkish language

Türk diline "dişli" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Gear

[Dişli]
/gɪr/

noun

1. A toothed wheel that engages another toothed mechanism in order to change the speed or direction of transmitted motion

    synonym:
  • gear
  • ,
  • gear wheel
  • ,
  • geared wheel
  • ,
  • cogwheel

1. İletilen hareketin hızını veya yönünü değiştirmek için başka bir dişli mekanizmayı çalıştıran dişli bir tekerlek

    eşanlamlı:
  • dişli
  • ,
  • dişli çark

2. Wheelwork consisting of a connected set of rotating gears by which force is transmitted or motion or torque is changed

  • "The fool got his tie caught in the geartrain"
    synonym:
  • gearing
  • ,
  • gear
  • ,
  • geartrain
  • ,
  • power train
  • ,
  • train

2. Kuvvetin iletildiği veya hareketin veya torkun değiştirildiği bağlı bir döner dişli setinden oluşan tekerlek işi

  • "Aptal kravatını geartrain'de yakalattı"
    eşanlamlı:
  • dişli
  • ,
  • toprak
  • ,
  • güç treni
  • ,
  • tren

3. A mechanism for transmitting motion for some specific purpose (as the steering gear of a vehicle)

    synonym:
  • gear
  • ,
  • gear mechanism

3. Belirli bir amaç için hareket iletmek için bir mekanizma (bir aracın direksiyon dişlisi olarak)

    eşanlamlı:
  • dişli
  • ,
  • dişli mekanizması

4. Equipment consisting of miscellaneous articles needed for a particular operation or sport etc.

    synonym:
  • gear
  • ,
  • paraphernalia
  • ,
  • appurtenance

4. Belirli bir operasyon veya spor vb. için gerekli olan çeşitli maddelerden oluşan ekipman.

    eşanlamlı:
  • dişli
  • ,
  • öteberi
  • ,
  • ilâve

verb

1. Set the level or character of

  • "She pitched her speech to the teenagers in the audience"
    synonym:
  • gear
  • ,
  • pitch

1. Seviyesini veya karakterini ayarlayın

  • "Konuşmasını seyircilerdeki gençlere yaptı"
    eşanlamlı:
  • dişli
  • ,
  • basamak

Examples of using

Tom put the car in gear.
Tom arabayı viteste koydu.
There's a problem with the plane's landing gear.
Uçağın iniş takımında bir sorun var.
We spent the afternoon cleaning our gear.
Alet edavat temizleyerek öğleden sonrayı geçirdik.