Translation meaning & definition of the word "gate" into Turkish language

noun

1. A movable barrier in a fence or wall

synonym:
• gate

1. Bir çit veya duvarda hareketli bir bariyer

eşanlamlı:
• kapı

2. A computer circuit with several inputs but only one output that can be activated by particular combinations of inputs

synonym:
• gate
,
• logic gate

2. Birkaç girişli bir bilgisayar devresi, ancak belirli giriş kombinasyonları tarafından etkinleştirilebilen sadece bir çıkış

eşanlamlı:
• kapı
,
• mantık geçidi

3. Total admission receipts at a sports event

synonym:
• gate

3. Bir spor etkinliğinde toplam giriş makbuzları

eşanlamlı:
• kapı

4. Passageway (as in an air terminal) where passengers can embark or disembark

synonym:
• gate

4. Yolcuların binebileceği veya inebileceği geçit (bir hava terminalinde olduğu gibi)

eşanlamlı:
• kapı

verb

1. Supply with a gate

• "The house was gated"

synonym:
• gate

1. Bir kapı ile donatmak

• "Ev kapandı"

eşanlamlı:
• kapı

2. Control with a valve or other device that functions like a gate

synonym:
• gate

2. Bir valf veya kapı gibi çalışan başka bir cihazla kontrol edin

eşanlamlı:
• kapı

3. Restrict (school boys') movement to the dormitory or campus as a means of punishment

synonym:
• gate

3. Ceza aracı olarak yurt veya kampüse (okul erkek) hareketini kısıtlamak

eşanlamlı:
• kapı

Examples of using

Tom opened the gate for Mary.

Tom Mary için kapıyı açtı.

Tom leaned out the window of his car and pressed the button on the intercom at the gate.

Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.

Tom closed the gate.

Tom kapıyı kapattı.

Tom unlocked the gate.

Tom kapının kilidini açtı.

Tom told me to shut the gate.

Tom bana kapıyı kapatmamı söyledi.

Tom stood by the gate, drinking from a water bottle.

Tom bir su şişesinden su içerek kapının yanında durdu.

Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.

Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.

Tom got out of his car and unlocked the gate.

Tom arabadan indi ve kapıyı açtı.

Tom walked to the gate.

Tom, kapıya yürüdü.

Tom opens the gate every morning at 8:00.

Tom her sabah 8:00'de kapıyı açar.

I closed the gate.

Kapıyı kapattım.

Tom arrived at the gate and rang the bell.

Tom kapıya geldi ve zili çaldı.

Shut the gate.

Kapıyı kapat.

Open the gate.

Kapıyı açın.

Someone who looks a lot like Tom is standing near the gate.

Tom'a çok benzeyen birisi kapının yanında dikiliyor.

Tom opened the gate.

Tom kapıyı açtı.

There you see the gate that Mr. Jones built.

Orada Bay Jones'in yaptığı kapıyı görüyorsunuz.

That's the main gate.

O, ana kapıdır.

Tom showed his passport to the man at the gate.

Tom pasaportunu kapıdaki adama gösterdi.

Tom waited outside the gate.

Tom kapının dışında bekledi.