Translation meaning & definition of the word "future" into Turkish language
Türk diline "gelecek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Future
[Gelecek]noun
1. The time yet to come
- synonym:
- future ,
- hereafter ,
- futurity ,
- time to come
1. Henüz gelmeme zamanı
- eşanlamlı:
- gelecek ,
- bundan sonra ,
- gelme zamanı
2. A verb tense that expresses actions or states in the future
- synonym:
- future ,
- future tense
2. Gelecekteki eylemleri veya durumları ifade eden bir fiil zamanı
- eşanlamlı:
- gelecek ,
- gelecek zaman
3. Bulk commodities bought or sold at an agreed price for delivery at a specified future date
- synonym:
- future
3. Toplu emtialar, belirli bir gelecek tarihte teslimat için kararlaştırılan bir fiyattan satın alınır veya satılır
- eşanlamlı:
- gelecek
adjective
1. Yet to be or coming
- "Some future historian will evaluate him"
- synonym:
- future
1. Olmak ya da gelmek
- "Gelecekteki bazı tarihçiler onu değerlendirecek"
- eşanlamlı:
- gelecek
2. Effective in or looking toward the future
- "He was preparing for future employment opportunities"
- synonym:
- future
2. Geleceğe bakmak veya geleceğe bakmak
- "Gelecekteki istihdam fırsatları için hazırlanıyordu"
- eşanlamlı:
- gelecek
3. (of elected officers) elected but not yet serving
- "Our next president"
- synonym:
- future(a) ,
- next ,
- succeeding(a)
3. (seçilmiş memurlar) seçilmiş ama henüz hizmet etmemişlerdir
- "Bir sonraki başkanımız"
- eşanlamlı:
- gelecek(a) ,
- sonraki ,
- başarılı(a)
4. A verb tense or other formation referring to events or states that have not yet happened
- "Future auxiliary"
- synonym:
- future
4. Henüz gerçekleşmemiş olaylara veya durumlara atıfta bulunan bir fiil zamanlaması veya başka bir oluşum
- "Gelecekteki yardımcı"
- eşanlamlı:
- gelecek