Tom believed he could actually predict the future.
Tom geleceği gerçekten tahmin edebileceğine inanıyordu.
Tom and Mary discussed their plans for the future.
Tom ve Mary gelecekle ilgili planlarını tartıştılar.
Tom and I discussed our plans for the future.
Tom ve ben geleceğe dair planlarımızı tartıştık.
Tom actually believed he could predict the future.
Tom aslında geleceği tahmin edebileceğine inanıyordu.
Tom tried to predict the future.
Tom geleceği tahmin etmeye çalıştı.
Literature is the future of a nation.
Edebiyat bir milletin geleceğidir.
You have a future.
Bir geleceğin var.
I suppose I'll have to be more careful in the future.
Sanırım gelecekte daha dikkatli olmam gerekecek.
I see a future with you.
Seninle bir gelecek görüyorum.
I have to think of the future.
Geleceği düşünmek zorundayım.
No one can foretell the future.
Kimse geleceği önceden söyleyemez.
This job has no future.
Bu işin geleceği yok.
Do you want to know the future?
Geleceği bilmek ister misin?
I'm from the future.
Ben gelecektenim.
I can't predict the future.
Geleceği tahmin edemiyorum.
In the future, be more careful with your money.
Gelecekte paranıza daha dikkat edin.
You should prepare for the future.
Geleceğe hazırlanmalısın.
No one knows what'll happen in the future.
Gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor.
Think about your future.
Geleceğini düşün.
Kim intends to be a diplomat in the future.
Kim gelecekte diplomat olmayı planlıyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.