Translation meaning & definition of the word "fusion" into Turkish language
Türk diline "füzyon" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Fusion
[Kaynama]noun
1. An occurrence that involves the production of a union
- synonym:
- fusion ,
- merger ,
- unification
1. Birliğin üretimini içeren bir olay
- eşanlamlı:
- birleştirme ,
- birleşme
2. The state of being combined into one body
- synonym:
- coalition ,
- fusion
2. Tek bir bedende birleştirilme durumu
- eşanlamlı:
- koalisyon ,
- birleştirme
3. The merging of adjacent sounds or syllables or words
- synonym:
- fusion
3. Bitişik seslerin veya hecelerin veya kelimelerin birleştirilmesi
- eşanlamlı:
- birleştirme
4. A nuclear reaction in which nuclei combine to form more massive nuclei with the simultaneous release of energy
- synonym:
- fusion ,
- nuclear fusion ,
- nuclear fusion reaction
4. Çekirdeklerin birleşerek enerjinin eşzamanlı salınımı ile daha büyük çekirdekler oluşturduğu bir nükleer reaksiyon
- eşanlamlı:
- birleştirme ,
- nükleer birleşme ,
- nükleer füzyon reaksiyonu
5. The combining of images from the two eyes to form a single visual percept
- synonym:
- fusion ,
- optical fusion
5. Tek bir görsel algı oluşturmak için iki gözden gelen görüntülerin birleştirilmesi
- eşanlamlı:
- birleştirme ,
- optik füzyon
6. Correction of an unstable part of the spine by joining two or more vertebrae
- Usually done surgically but sometimes done by traction or immobilization
- synonym:
- fusion ,
- spinal fusion
6. Omurganın kararsız bir kısmının iki veya daha fazla omura katılarak düzeltilmesi
- Genellikle cerrahi olarak yapılır, ancak bazen çekiş veya immobilizasyon ile yapılır
- eşanlamlı:
- birleştirme ,
- omurilik füzyonu
7. The act of fusing (or melting) together
- synonym:
- fusion
7. Birbirine kaynaştırma (veya eritme) eylemi
- eşanlamlı:
- birleştirme