Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "fuse" into Turkish language

Türk diline "fuse" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Fuse

[Fitil]
/fjuz/

noun

1. An electrical device that can interrupt the flow of electrical current when it is overloaded

    synonym:
  • fuse
  • ,
  • electrical fuse
  • ,
  • safety fuse

1. Aşırı yüklendiğinde elektrik akımının akışını kesebilen bir elektrikli cihaz

    eşanlamlı:
  • fitil
  • ,
  • elektrik sigortası
  • ,
  • emniyet tıpası

2. Any igniter that is used to initiate the burning of a propellant

    synonym:
  • fuse
  • ,
  • fuze
  • ,
  • fusee
  • ,
  • fuzee
  • ,
  • primer
  • ,
  • priming

2. Bir itici yakıtın yakılmasını başlatmak için kullanılan herhangi bir ateşleyici

    eşanlamlı:
  • fitil
  • ,
  • fünye
  • ,
  • fusee
  • ,
  • astar
  • ,
  • ateşleme

verb

1. Mix together different elements

  • "The colors blend well"
    synonym:
  • blend
  • ,
  • flux
  • ,
  • mix
  • ,
  • conflate
  • ,
  • commingle
  • ,
  • immix
  • ,
  • fuse
  • ,
  • coalesce
  • ,
  • meld
  • ,
  • combine
  • ,
  • merge

1. Farklı elementleri karıştırın

  • "Renkler iyi karışıyor"
    eşanlamlı:
  • harmanlamak
  • ,
  • akış
  • ,
  • karıştırmak
  • ,
  • kaynaştırmak
  • ,
  • fitil
  • ,
  • kaynaşmak
  • ,
  • karışmak
  • ,
  • birleştirmek

2. Become plastic or fluid or liquefied from heat

  • "The substances fused at a very high temperature"
    synonym:
  • fuse

2. Plastik veya sıvı hale gelin veya ısıdan sıvılaştırın

  • "Çok yüksek sıcaklıkta kaynaşan maddeler"
    eşanlamlı:
  • fitil

3. Equip with a fuse

  • Provide with a fuse
    synonym:
  • fuse

3. Sigorta ile donatmak

  • Sigorta ettirmek
    eşanlamlı:
  • fitil

4. Make liquid or plastic by heating

  • "The storm fused the electric mains"
    synonym:
  • fuse

4. Isıtarak sıvı veya plastik yapın

  • "Fırtına elektrik şebekesini kaynaştırdı"
    eşanlamlı:
  • fitil

Examples of using

Tom has a short fuse.
Tom çok kolay sinirlenir.
The fuse has blown.
Sigorta atmış.
Tom certainly has a short fuse.
Kesinlikle Tom'un sigortası atmış.