Translation meaning & definition of the word "further" into Turkish language

verb

1. Promote the growth of

• "Foster our children's well-being and education"

synonym:
• foster
,
• further

1. Büyümesini teşvik etmek

• "Çocuklarımızın refahını ve eğitimini destekleyin"

eşanlamlı:
• büyütmek
,
• daha ileri

2. Contribute to the progress or growth of

• "I am promoting the use of computers in the classroom"

synonym:
• promote
,
• advance
,
• boost
,
• further
,
• encourage

2. İlerlemeye veya büyümeye katkıda bulunmak

• "Sınıfta bilgisayar kullanımını teşvik ediyorum"

eşanlamlı:
• yükseltmek
,
• avans
,
• artırmak
,
• daha ileri
,
• teşvik etmek

adjective

1. More distant in especially degree

• "Nothing could be further from the truth"

• "Further from our expectations"

• "Farther from the truth"

• "Farther from our expectations"

synonym:
• further
,
• farther

1. Özellikle derece olarak daha uzak

• "Hiçbir şey gerçeklerden daha uzak olamazdı"

• "Beklentilerimizden daha fazlası"

• "Gerçekten daha uzak"

• "Beklentilerimizden daha uzak"

eşanlamlı:
• daha ileri
,
• öteye

adverb

1. To or at a greater extent or degree or a more advanced stage (`further' is used more often than `farther' in this abstract sense)

• "Further complicated by uncertainty about the future"

• "Let's not discuss it further"

• "Nothing could be further from the truth"

• "They are further along in their research than we expected"

• "The application of the law was extended farther"

• "He is going no farther in his studies"

synonym:
• further
,
• farther

1. Ya da daha büyük ölçüde ya da derecede ya da daha ileri bir aşamada (ayrıca 'bu soyut anlamda `farther' den daha sık kullanılır)

• "Gelecekle ilgili belirsizlikten daha karmaşık"

• "Daha fazla tartışmayalım"

• "Hiçbir şey gerçeklerden daha uzak olamazdı"

• "Araştırmalarında beklediğimizden daha ileri gidiyorlar"

• "Yasanın uygulanması daha da uzatıldı"

• "Çalışmalarında daha ileri gitmiyor"

eşanlamlı:
• daha ileri
,
• öteye

2. In addition or furthermore

• "If we further suppose"

• "Stated further that he would not cooperate with them"

• "They are definitely coming

• Further, they should be here already"

synonym:
• further

2. Ek olarak veya daha fazla

• "Eğer daha fazla varsayarsak"

• "Onlarla işbirliği yapmayacağını daha da ileri sürdü"

• "Kesinlikle onlar geliyor

• Dahası, zaten burada olmalılar"

eşanlamlı:
• daha ileri

3. To or at a greater distance in time or space (`farther' is used more frequently than `further' in this physical sense)

• "Farther north"

• "Moved farther away"

• "Farther down the corridor"

• "The practice may go back still farther to the druids"

• "Went only three miles further"

• "Further in the future"

synonym:
• farther
,
• further

3. Zaman ya da mekanda ya da daha uzak bir mesafede (`farther' bu fiziksel anlamda `farther' daha sık kullanılır)

• "Daha kuzey"

• "Daha uzağa taşındı"

• "Koridordan daha aşağıda"

• "Uygulama hala druidlere kadar gidebilir"

• "Sadece üç mil daha ileri gitti"

• "Gelecekte daha fazla"

eşanlamlı:
• öteye
,
• daha ileri

Examples of using

Tom couldn't walk any further.

Tom daha ileri yürüyemedi.

We don't need to go any further.

Daha ileriye gitmemize gerek yok.

Do you require any further assistance?

Daha fazla yardıma ihtiyacın var mı?

To go faster you'd better go alone, to go further you'd better go with someone.

Daha hızlı gitmek için yalnız gitsen iyi olur, daha ileri gitmek için biriyle gitsen iyi olur.

Tom wants to have nothing further to do with you.

Tom seninle alakası olmayan bir şey istiyor.

How much further is it?

O ne kadar uzakta?

How much further do we have to go?

Daha ne kadar gitmemiz gerekiyor?

I see no reason to discuss it further.

İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum.

May I be of further service?

Bir işe yarayabilir miyim?

I'd like to sit further back.

Daha geride oturmak istiyorum.

Tom didn't get any further.

Tom daha uzağa gitmedi.

He didn’t want to talk about it further.

O, onun hakkında artık konuşmak istemiyordu.

Tom took it even further.

Hatta Tom onu daha ileri aldı.

Our school is further away than the station.

Okulumuz istasyondan daha uzaktır.

Any further comment is redundant.

Daha başka yorum lüzumsuzdur.

Tom had no further questions.

Tom'un daha fazla sorusu yoktu.

Tom and Mary are growing further and further apart.

Tom ve Mary gittikçe birbirlerinden uzaklaşıyorlar.

They opposed any further spread of slavery.

Köleliğin daha fazla yayılmasına karşı çıktılar.

They wanted no further spread of slavery.

Köleliğin daha fazla yayılmasını istemediler.

We need to avoid any further delays.

Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.