Translation meaning & definition of the word "fugitive" into Turkish language
Türk diline "kaçak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Fugitive
[Kaçan]/fjuʤətɪv/
noun
1. Someone who flees from an uncongenial situation
- "Fugitives from the sweatshops"
- synonym:
- fugitive ,
- runaway ,
- fleer
1. Hoş olmayan bir durumdan kaçan biri
- "Sweatshoplardan kaçaklar"
- eşanlamlı:
- kaçak ,
- fleer
2. Someone who is sought by law officers
- Someone trying to elude justice
- synonym:
- fugitive ,
- fugitive from justice
2. Hukuk görevlileri tarafından aranan biri
- Adaletten kaçmaya çalışan biri
- eşanlamlı:
- kaçak ,
- adaletten kaçan
adjective
1. Lasting for a markedly brief time
- "A fleeting glance"
- "Fugitive hours"
- "Rapid momentaneous association of things that meet and pass"
- "A momentary glimpse"
- synonym:
- fleeting ,
- fugitive ,
- momentaneous ,
- momentary
1. Belirgin kısa bir süre için kalıcı
- "Kısa bir bakış"
- "Kaçak saatler"
- "Buluşan ve geçen şeylerin hızlı anlık ilişkisi"
- "Bir anlık bakış"
- eşanlamlı:
- kısacık ,
- kaçak ,
- anlık
Examples of using
Tom is a fugitive.
Tom bir kaçak.
The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.