Translation meaning & definition of the word "frontier" into Turkish language
Türk diline "sınır" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Frontier
[Sınır]/frəntɪr/
noun
1. A wilderness at the edge of a settled area of a country
- "The individualism of the frontier in andrew jackson's day"
- synonym:
- frontier
1. Bir ülkenin yerleşik bir bölgesinin kenarında bir vahşi doğa
- "Andrew jackson'ın gününde sınırın bireyciliği"
- eşanlamlı:
- sınır
2. An international boundary or the area (often fortified) immediately inside the boundary
- synonym:
- frontier
2. Sınırın hemen içinde uluslararası bir sınır veya alan (genellikle güçlendirilmiş)
- eşanlamlı:
- sınır
3. An undeveloped field of study
- A topic inviting research and development
- "He worked at the frontier of brain science"
- synonym:
- frontier
3. Gelişmemiş bir çalışma alanı
- Araştırma ve geliştirmeye davet eden bir konu
- "Beyin biliminin sınırında çalıştı"
- eşanlamlı:
- sınır
Examples of using
Many families went west to make a new life on the frontier.
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
Many families left to make a new life on the frontier.
Birçok aile sınırda yeni bir hayat kurmak için ayrıldı.