Translation meaning & definition of the word "fringe" into Turkish language
Türk diline "fringe" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Fringe
[Saçak]noun
1. The outside boundary or surface of something
- synonym:
- periphery ,
- fringe ,
- outer boundary
1. Bir şeyin dış sınırı veya yüzeyi
- eşanlamlı:
- çevre ,
- saçak ,
- dış sınır
2. A part of the city far removed from the center
- "They built a factory on the outskirts of the city"
- synonym:
- outskirt ,
- fringe
2. Şehrin bir kısmı merkezden çok uzakta
- "Şehrin eteklerinde bir fabrika kurdular"
- eşanlamlı:
- outskirt ,
- saçak
3. One of the light or dark bands produced by the interference and diffraction of light
- synonym:
- fringe ,
- interference fringe
3. Işığın girişim ve kırınımı ile üretilen açık veya koyu bantlardan biri
- eşanlamlı:
- saçak ,
- girişim saçağı
4. A social group holding marginal or extreme views
- "Members of the fringe believe we should be armed with guns at all times"
- synonym:
- fringe
4. Marjinal veya aşırı görüşlere sahip bir sosyal grup
- "Kılıç üyeleri, her zaman silahlarla silahlanmamız gerektiğine inanıyor"
- eşanlamlı:
- saçak
5. A border of hair that is cut short and hangs across the forehead
- synonym:
- bang ,
- fringe
5. Kısa kesilmiş ve alın boyunca asılı olan bir saç kenarı
- eşanlamlı:
- patlama ,
- saçak
6. An ornamental border consisting of short lengths of hanging threads or tassels
- synonym:
- fringe
6. Kısa uzunluklarda asılı iplik veya püsküllerden oluşan bir süs sınırı
- eşanlamlı:
- saçak
verb
1. Adorn with a fringe
- "The weaver fringed the scarf"
- synonym:
- fringe
1. Saçak ile süslemek
- "Dokumacı atkıyı saçakladı"
- eşanlamlı:
- saçak
2. Decorate with or as if with a surrounding fringe
- "Fur fringed the hem of the dress"
- synonym:
- fringe
2. Çevreleyen bir saçak ile veya sanki süsleyin
- "Kürk elbisenin kenarını saçakladı"
- eşanlamlı:
- saçak