Translation meaning & definition of the word "frightened" into Turkish language

adjective

1. Made afraid

• "The frightened child cowered in the corner"

• "Too shocked and scared to move"

synonym:
• frightened
,
• scared

1. Korkuttu

• "Korkmuş çocuk köşede korkuyordu"

• "Çok şok oldu ve hareket etmeye korktu"

eşanlamlı:
• korkmuş

2. Thrown into a state of intense fear or desperation

• "Became panicky as the snow deepened"

• "Felt panicked before each exam"

• "Trying to keep back the panic-stricken crowd"

• "The terrified horse bolted"

synonym:
• panicky
,
• panicked
,
• panic-stricken
,
• panic-struck
,
• terrified
,
• frightened

2. Yoğun bir korku veya çaresizlik durumuna atılmış

• "Kar derinleştikçe panikledi"

• "Her sınavdan önce paniklemiştim"

• "Paniğe kapılmış kalabalığı geri tutmaya çalışıyorum"

• "Korkmuş at sürgülü"

eşanlamlı:
• panik
,
• paniklemiş
,
• korkmuş

Examples of using

Tom is obviously frightened.

Tom açıkçası korkmuş.

Tom tried not to look frightened.

Tom korkmuş görünmemeye çalıştı.

I know you must be frightened.

Korkmuş olmalısın biliyorum.

Tom is very frightened.

Tom çok korkmuş.

Tom doesn't look frightened.

Tom korkmuş görünmüyor.

You've frightened Tom.

Tom'u korkuttun.

I'm very frightened.

Çok korkuyorum.

I'm not frightened.

Korkmuş değilim.

I was frightened.

Korktum.

Are you frightened?

Korkuyor musun?

They were frightened.

Onlar korkmuştu.

We're all frightened.

Hepimiz korkuyoruz.

Tom looks frightened.

Tom korkmuş görünüyor.

Tom frightened me.

Tom beni korkuttu.

Tom frightened Mary.

Tom Mary'yi korkuttu.

I'm frightened.

Korktum.

Tom is frightened.

Tom korktu.

We're frightened.

Korktuk.

Are you frightened yet?

Hâlâ korkuyor musun?

Tom was frightened and tried to leave.

Tom korktu ve gitmeye çalıştı.