Translation meaning & definition of the word "friend" into Turkish language

noun

1. A person you know well and regard with affection and trust

• "He was my best friend at the university"

synonym:
• friend

1. İyi tanıdığınız ve sevgi ve güven ile saygı duyduğunuz bir kişi

• "Üniversitedeki en iyi arkadaşımdı"

eşanlamlı:
• arkadaş

2. An associate who provides cooperation or assistance

• "He's a good ally in fight"

synonym:
• ally
,
• friend

2. İşbirliği veya yardım sağlayan bir ortak

• "Savaşmada iyi bir müttefiktir"

eşanlamlı:
• müttefik
,
• arkadaş

3. A person with whom you are acquainted

• "I have trouble remembering the names of all my acquaintances"

• "We are friends of the family"

synonym:
• acquaintance
,
• friend

3. Tanıştığınız bir kişi

• "Tüm tanıdıklarımın isimlerini hatırlamakta zorlanıyorum"

• "Biz ailenin dostlarıyız"

eşanlamlı:
• tanıma
,
• arkadaş

4. A person who backs a politician or a team etc.

• "All their supporters came out for the game"

• "They are friends of the library"

synonym:
• supporter
,
• protagonist
,
• champion
,
• admirer
,
• booster
,
• friend

4. Bir politikacıyı veya ekibi destekleyen bir kişi vb.

• "Tüm destekçileri oyun için çıktı"

• "Bunlar kütüphanenin arkadaşları"

eşanlamlı:
• destekçi
,
• kahraman
,
• şampiyon
,
• hayran
,
• yükseltici
,
• arkadaş

5. A member of the religious society of friends founded by george fox (the friends have never called themselves quakers)

synonym:
• Friend
,
• Quaker

5. George fox tarafından kurulan dini dostlar derneği üyesi (arkadaşlar kendilerini asla quakers olarak adlandırmadılar)

eşanlamlı:
• Arkadaş
,
• Kuveykır

Examples of using

Tom is probably Mary's closest friend.

Tom muhtemelen Mary'nin en yakın arkadaşı.

Tom is my son's best friend.

Tom oğlumun en iyi arkadaşı.

Tom is an old and trusted friend.

Tom eski ve güvenilir bir dosttur.

You're lucky Tom is your friend.

Tom arkadaşın olduğu için şanslısın.

You'll always be my best friend.

Her zaman en iyi arkadaşım olacaksın.

You were recommended by a friend.

Bir arkadaş tarafından tavsiye edildin.

You never mentioned you were Tom's friend.

Tom'un arkadaşı olduğundan hiç bahsetmedin.

We have a mutual friend.

Ortak bir arkadaşımız var.

I've always considered Tom a close friend.

Tom'u her zaman yakın bir arkadaş kabul ettim.

Do you consider Tom a friend?

Tom'u bir arkadaş olarak düşünüyor musunuz?

Tom is just a friend. He's not my boyfriend.

Tom sadece bir arkadaş. O benim erkek arkadaşım değil.

Tom isn't just my boss. He's my friend, too.

Tom sadece benim patronum değil. Aynı zamanda arkadaşım da.

"Is Tom your boyfriend?" "No, he's just a friend."

"Tom senin erkek arkadaşın mı?" "Hayır sadece bir arkadaş."

Tom was probably Mary's closest friend.

Tom muhtemelen Mary'nin en yakın arkadaşıydı.

Tom seems like a good friend.

Tom iyi bir arkadaş gibi görünüyor.

The dog is man's best friend.

Köpek insanın en iyi dostudur.

Dogs are man's best friend.

Köpekler insanın en iyi dostudur.

Whose friend are you?

Kimin arkadaşısınız?

Whose friend are you?

Kimin arkadaşısın?

You're a true friend.

Siz gerçek bir dostsunuz.