Translation meaning & definition of the word "freshly" into Turkish language
Türk diline "taze" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Freshly
[Taze]/frɛʃli/
adverb
1. Very recently
- "They are newly married"
- "Newly raised objections"
- "A newly arranged hairdo"
- "Grass new washed by the rain"
- "A freshly cleaned floor"
- "We are fresh out of tomatoes"
- synonym:
- newly ,
- freshly ,
- fresh ,
- new
1. Çok yakın zamanda
- "Yeni evliler işte"
- "Yeni ortaya atılan itirazlar"
- "Yeni düzenlenmiş bir saç modeli"
- "Yağmur tarafından yıkanmış çim yeni"
- "Yeni temizlenmiş bir zemin"
- "Domateslerden taze çıkarız"
- eşanlamlı:
- yeni ,
- taze
2. In an impudent or impertinent manner
- "A lean, swarthy fellow was peering through the window, grinning impudently"
- synonym:
- impertinently ,
- saucily ,
- pertly ,
- freshly ,
- impudently
2. Terbiyesiz veya terbiyesiz bir şekilde
- "Yağsız, esmer bir adam pencereden bakıyordu, küstahça sırıtıyordu"
- eşanlamlı:
- arsızca ,
- şımarıkça ,
- titiz ,
- taze
Examples of using
Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
Bu dükkana her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
A freshly baked cake doesn't cut easily.
Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.