Translation meaning & definition of the word "frantic" into Turkish language
Türk diline "frantik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Frantic
[Çılgın]/fræntɪk/
adjective
1. Excessively agitated
- Distraught with fear or other violent emotion
- "Frantic with anger and frustration"
- "Frenetic screams followed the accident"
- "A frenzied look in his eye"
- synonym:
- frantic ,
- frenetic ,
- phrenetic ,
- frenzied
1. Aşırı heyecanlı
- Korku veya diğer şiddet içeren duygulardan rahatsız
- "Öfke ve hayal kırıklığı ile çılgınca"
- "Frenetik çığlıklar kazayı takip etti"
- "Gözüne çılgınca bir bakış"
- eşanlamlı:
- çılgınca ,
- çılgın ,
- frenetic
2. Marked by uncontrolled excitement or emotion
- "A crowd of delirious baseball fans"
- "Something frantic in their gaiety"
- "A mad whirl of pleasure"
- synonym:
- delirious ,
- excited ,
- frantic ,
- mad ,
- unrestrained
2. Kontrolsüz heyecan veya duygu ile işaretlenir
- "Çılgın beyzbol taraftarlarından oluşan bir kalabalık"
- "Şaşkınlıklarında çılgınca bir şey"
- "Zevk çılgın bir kasırga"
- eşanlamlı:
- çılgın ,
- heyecanlı ,
- çılgınca ,
- kontrolsüz
Examples of using
Tom is getting frantic.
Tom çıldırıyor.
I'm frantic.
Ben çılgınım.
Tom is frantic.
Tom çılgın.