Translation meaning & definition of the word "four" into Turkish language

noun

1. The cardinal number that is the sum of three and one

synonym:
• four
,
• 4
,
• IV
,
• tetrad
,
• quatern
,
• quaternion
,
• quaternary
,
• quaternity
,
• quartet
,
• quadruplet
,
• foursome
,
• Little Joe

1. Üç ve bir toplamı olan kardinal sayı

eşanlamlı:
• dört
,
• 4
,
• IV
,
• dörtlü
,
• dördün
,
• quanity
,
• kuartet
,
• Küçük Joe

2. A playing card or domino or die whose upward face shows four pips

synonym:
• four-spot
,
• four

2. Yukarı doğru yüzü dört pip gösteren bir oyun kartı veya domino veya kalıp

eşanlamlı:
• dört nokta
,
• dört

adjective

1. Being one more than three

synonym:
• four
,
• 4
,
• iv

1. Üçten fazla olmak

eşanlamlı:
• dört
,
• 4
,
• iv

Examples of using

I've narrowed the choices to four.

Seçenekleri dörtle sınırlandırdım.

I have four brothers.

Dört biraderim var.

I have four brothers.

Dört erkek kardeşim var.

A square has four corners.

Bir karenin dört köşesi vardır.

I'm on holiday for four weeks.

Dört haftadır tatildeyim.

The president was elected for four years.

Cumhurbaşkanı dört yıllığına seçildi.

The president was elected for four years.

Başkan dört yıllığına seçildi.

Triangles don't have four angles.

Üçgenlerin dört köşesi yoktur.

The Olympic Games take place every four years.

Olimpiyat Oyunları her dört yılda bir gerçekleşir.

I came here when I was four.

Dört yaşındayken buraya geldim.

Working four days a week is great for errands.

Getir götür işi için haftada dört gün çalışmak harikadır.

If three workers dig two channels in four days, in how many days will six workers dig four channels?

Eğer üç işçi dört günde iki kanal kazarsa altı işçi dört kanalı kaç günde kazar?

If three workers dig two channels in four days, in how many days will six workers dig four channels?

Eğer üç işçi dört günde iki kanal kazıyorsa

I have been living in Rio de Janeiro for four years.

Dört yıldır Rio de Janeiro'da yaşıyorum.

He has four mobile phones.

Onun dört adet telefonu var.

We actually have four legs.

Aslında dört bacağımız vardır.

A cat has a tail and four legs.

Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

I read four new books.

Dört yeni kitap okudum.

You see, I've got only these two castles, one hundred hectares of land, six cars, four hundreds heads of cattle and twenty racer horses...

Bakın, benim sahip olduklarım sadece bu iki kale, yüz hektar arazi, altı araba, dört yüz baş sığır ve yirmi koşu atı...

Tom lost four pounds in body fat.

Tom vücut yağlarından dört paunt verdi.