Translation meaning & definition of the word "found" into Turkish language
Türk diline "bulunan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Found
[Bulundu]/faʊnd/
noun
1. Food and lodging provided in addition to money
- "They worked for $30 and found"
- synonym:
- found
1. Yiyecek ve konaklama, para yanında sağlanır
- "$30 için çalıştılar ve buldular"
- eşanlamlı:
- bulundu
verb
1. Set up or found
- "She set up a literacy program"
- synonym:
- establish ,
- set up ,
- found ,
- launch
1. Kurmak veya bulmak
- "O bir okuryazarlık programı kurdu"
- eşanlamlı:
- belirlemek ,
- kurmak ,
- bulundu ,
- başlatmak
2. Set up or lay the groundwork for
- "Establish a new department"
- synonym:
- establish ,
- found ,
- plant ,
- constitute ,
- institute
2. Zemin hazırlamak veya döşemek
- "Yeni bir departman kur"
- eşanlamlı:
- belirlemek ,
- bulundu ,
- bitki ,
- teşkil etmek ,
- enstitü
3. Use as a basis for
- Found on
- "Base a claim on some observation"
- synonym:
- establish ,
- base ,
- ground ,
- found
3. Temel olarak kullanmak
- Bulundu
- "Bazı gözlemlere bir iddiaya dayandırın"
- eşanlamlı:
- belirlemek ,
- baz ,
- zemin ,
- bulundu
adjective
1. Come upon unexpectedly or after searching
- "Found art"
- "The lost-and-found department"
- synonym:
- found
1. Beklenmedik bir şekilde veya aramadan sonra gel
- "Sanat buldu"
- "Kaybolan ve bulunan bölüm"
- eşanlamlı:
- bulundu
Examples of using
Tom found an empty pill bottle under the bed.
Tom yatağın altında boş bir hap şişesi buldu.
Tom found a new job.
Yeni bir iş buldum.
Tom asked me if I had found the keys.
Tom bana anahtarları bulup bulmadığımı sordu.